Ön Kol Rotasyon Problemleri
Ön kol Rotasyonu nedir?
Ön kol rotasyonu, ön kolun hareketini, özellikle de radius ve ulna kemiklerinin döndürülmesi hareketini ifade eder. Bu hareket, ön kolu vücuda paralel tutarak bileği döndürme hareketiyle gerçekleştirilir. Örneğin, avuç içi yukarıya ya da aşağıya çevrildiğinde ön kol rotasyonu olur. Bu hareket, elin tutuş yönünü değiştirme, yani pronasyon (avuç içi aşağıya) ve supinasyon (avuç içi yukarıya) pozisyonlarına geçişi içerir.Bu hareketler, proximale yakın bölgedeki proksimal radioulnar eklem (PRUJ) ve distale yakın bölgedeki distal radioulnar eklem (DRUJ) arasında gerçekleşen hareketlerle sağlanır. PRUJ ve DRUJ, fonksiyonel olarak ön kol rotasyonunu kolaylaştıran iki önemli eklem olarak bilinir.
Triangular fibrocartilage complex (TFCC), ön kol rotasyonu ve stabilizasyonunda önemli bir yapıdır. Bu yapı, üç boyutlu bir bağlantı sağlayarak radius ve ulna’yı birbirine bağlar ve yük iletimini sağlar. TFCC; ulnolunate bağları, ulnotriquetral bağları ve ulnar kolateral bağları içerir. Ayrıca, distal radioulnar bağları (DRUL), radius’un ulna başı üzerindeki hareketini stabilize eden derin ve yüzeysel çiftlerden oluşur. Derin bileşenlerin stabilizasyon özelliği daha güçlüdür ve pronasyon sırasında dorsal DRUL ve supinasyon sırasında palmar DRUL bağları gerilir.
Interosseous membran da radius ile ulna arasındaki hareketi stabilize eder. Bu zar, farklı bölümlerden oluşur: distal, orta ve proksimal kısımlar. Bu yapı, radius ve ulna arasındaki hareketi sınırlayan bir mekanizma olarak çalışır ve yük taşıma sırasında önemli bir rol oynar.
DRUJ (Distal Radial Ulnar Eklem) stabilitesi, sigmoid çentik (sigmoid notch) kemik konturunun derinliği ve şekli ile doğrudan ilişkili değildir. Sigmoid çentik, sığ ve konkav bir yapıya sahiptir ve bu, DRUJ’un stabilitesinde çok önemli bir rol oynamaz. Bunun yerine, eklemin stabilitesini esas olarak ligamentöz yapılar, özellikle TFCC (Triangular Fibrocartilage Complex) kompleksinin bağ dokusu yapıları, interosseöz zar (membran) ve ECU (Extensor Carpi Ulnaris) tendonunun kapsül altındaki yapısı belirler.
Özellikle, ön kol supinasyon (avuç yukarıya bakacak şekilde) pozisyonunda ECU tendonu, ulna başının üzerinde yer alır ve dinamik bir stabilizatör olarak görev yapar. ECU tendonunun bu rolü, DRUJ’un hareketlerine karşı dinamik bir stabilite sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Tendonun yaptığı bu etki, eklemdeki hareketi sınırlamak ve ulna ile radius arasındaki etkileşimi dengelemek için gereklidir.
Bunun yanı sıra, pronator quadratus kası, DRUJ’un transvers stabilitesini sağlamak için önemli bir başka yapıdadır. Bu kas, özellikle elin ve bileğin hareketleri sırasında eklemdeki stabiliteyi destekler. Pronator quadratus, ulna ile radius arasındaki mesafeyi koruyarak ve bu iki kemik arasındaki açıyı düzenleyerek eklemi stabil tutar. Bu yapılar, DRUJ’un sağlıklı fonksiyon göstermesini sağlayan mekanizmaların bir parçası olup, eklemdeki dengeleri ve hareket kabiliyetini büyük ölçüde etkiler.
Dolayısıyla, DRUJ’un stabilitesi, yalnızca kemik yapılarla değil, aynı zamanda bu yapıları destekleyen ligamentöz ve kas yapılarının etkileşimiyle de doğrudan ilişkilidir
Önkol rotasyon problemlerinin sebebi nelerdir?
1. Monteggia ve Galeazzi Kırıkları
Monteggia ve Galeazzi kırıkları, ön kolun hem radius hem de ulna kemiklerinde meydana gelen ve çoğunlukla ciddi travmalara bağlı kırık-çıkıklardır. Bu kırıklar, ön kol rotasyonunun bozulmasına yol açabilir:
- Monteggia Kırığı: Bu kırık, ulna’da kırılma ve radius başının çıkığı ile karakterizedir. Ulna kırıldığında, radius başı yerinden çıkabilir ve bu durum rotasyonel hareketi engelleyebilir. Eğer bu tür bir kırık doğru şekilde tedavi edilmezse, kırılan kemikler yanlış hizalanabilir ve eklemde rotasyonel deformite gelişebilir.
- Galeazzi Kırığı: Bu kırık ise radiusun kırılması ve ulna başının çıkması ile ilgilidir. Radius kırığı, özellikle elin ve ön kolun hareket etmesini sağlayan kaslar ve tendonlar üzerinde baskı yaparak rotasyonel hareketi kısıtlar. Bu tür bir kırıkta da kemiklerin yanlış kaynaması ve rotasyonel hareketin kaybolması olasıdır.
Her iki kırık türü de, kemiklerin doğru şekilde iyileşmesi için müdahale gerektirir. Eğer kemikler doğru şekilde kaynamazsa ya da bir hizalama hatası olursa, ön kol rotasyonu zorlaşabilir veya tamamen kaybolabilir.
2-Malunion (Kötü Kaynama)
Malunion, kemiklerin yanlış hizalanarak iyileşmesi durumudur. Bir kırık sonrasında kemikler düzgün bir şekilde kaynamadığında, bu durum malunion olarak adlandırılır. Malunion, özellikle radius ve ulna gibi hareketli kemiklerde meydana geldiğinde, rotasyonel hareketi engelleyebilir.
Malunion gelişmesinin sebepleri şunlar olabilir:
- Kötü tedavi veya yetersiz immobilizasyon: Kırık sonrasında kemiklerin düzgün bir şekilde kaynamaması, yanlış bir pozisyonda iyileşmelerine yol açabilir. Özellikle cerrahi müdahalede yeterli hizalama sağlanmadığında, kemikler kaynaşırken yanlış bir açıyla birleşebilir.
- Erken yüklenme: Kırık bölgesine erken yük bindirilmesi, kemiklerin düzgün bir şekilde kaynamadan birleşmesine neden olabilir. Bu durum, rotasyonel hareketi engelleyebilir.
- İyileşme sürecinde oluşan komplikasyonlar: Kemiğin iyileşme sürecinde enfeksiyon, iltihaplanma ya da diğer komplikasyonlar malunionu tetikleyebilir.
Malunionun rotasyonel problemlere yol açma şekli, kemiklerin yanlış hizalanması nedeniyle eklemdeki doğal hareket açıklığının kaybolmasıdır. Özellikle radius ve ulna kemikleri birbirine paralel ve düzgün bir şekilde hizalanmadığında, bu kemiklerin birbirine göre rotasyonu zorlaşır. Sonuç olarak, ön kolun pronasyon (avuç içi aşağıya) ve supinasyon (avuç içi yukarıya) hareketlerinde kısıtlamalar meydana gelir.
3. Sinir Problemleri
Sinir problemleri de ön kol rotasyonu ile ilgili önemli zorluklara yol açabilir. Özellikle median sinir ve ulnar sinir gibi sinirlerin sıkışması veya hasar görmesi, motor işlevlerin bozulmasına ve hareket kısıtlılıklarına yol açabilir. Sinirler, kasları ve eklem yapılarının işlevini kontrol ettiğinden, sinir problemleri doğrudan rotasyonel hareketi etkileyebilir.
Sinir problemleri şunlardan kaynaklanabilir:
- Sinir sıkışması (kompresyonu): Örneğin, ulnar sinir sıkışması, özellikle dirsek bölgesinde meydana geldiğinde, ön kolun rotasyonel hareketlerini sınırlayabilir. Sinir sıkışması, sinirin etrafındaki dokular tarafından baskı altına alınması sonucu oluşur ve bu durum, kas fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek hareket kaybına neden olabilir.
- Sinir yaralanmaları: Özellikle travmalar ve kırıklar sırasında sinirlerin zarar görmesi, kasların yeterince çalışamamasına ve eklem hareketliliğinin kısıtlanmasına yol açabilir. Median sinir hasarları da, özellikle ön kolun ve elin hareketlerini doğrudan etkileyebilir.
- Sinir çekişi veya yırtılması: Travma veya cerrahi müdahaleler sırasında sinirlerin gerilmesi veya yırtılması, kasların motor fonksiyonlarını bozarak, ön kolun rotasyon hareketlerini zorlaştırabilir.
Sinir hasarının rotasyonel hareket üzerindeki etkisi, kasların düzgün çalışmaması ve eklemi hareket ettiren sinyallerin iletilmemesidir. Bu durum, özellikle pronasyon ve supinasyon hareketlerinde güçsüzlük, ağrı ve hareket kısıtlılıkları oluşturabilir.
4.Yumuşak Doku Skarları
Yumuşak doku skarlanması, travma veya cerrahi müdahaleler sonrası ortaya çıkabilir ve rotasyonel hareketi kısıtlayabilir. Skar dokusu, yara iyileşmesi sırasında oluşan sert ve esnek olmayan dokulardır. Bu skar dokuları, kaslar, bağlar veya tendonlar üzerinde meydana gelebilir ve bu yapılar birbirine yapışabilir. Skar dokusu, özellikle ligamentler ve kaslar üzerinde oluştuğunda, bu dokuların esnekliğini ve fonksiyonunu kaybetmesine yol açabilir, bu da ön kol rotasyonunun serbestçe yapılmasını engeller. Örneğin:
- Kas ve tendon skarları, rotasyon hareketini kısıtlayabilir çünkü bu yapılar, rotasyonel hareket için gerekli olan gerilme ve esneme kapasitesine sahip değildir.
- Ligament skarları, eklem hareketini engeller ve eklemin normal biyomekanik fonksiyonunu bozar.
Skarlama, özellikle iyileşme sürecinde çok hızlı yapışmaların oluşması, bu yapılar arasındaki serbest hareketin kaybolmasına yol açar. Bu durum, rotasyonel hareketlerin kısıtlanmasına ve ağrılara neden olabilir.
5. Sinostoz (Kemik Kaynaşması)
Sinostoz, iki veya daha fazla kemiğin anormal şekilde kaynaşması anlamına gelir. Radius ve ulna’nın sinostozu, ön kol rotasyonunun kaybolmasına yol açan ciddi bir durumdur. Normalde, radius ve ulna birbirinden bağımsız olarak hareket edebilmelidir, çünkü bu hareket ön kol rotasyonunu sağlar. Ancak, sinostoz geliştiğinde bu iki kemik birleşir ve bir bütün haline gelir. Bu durum, ön kolun rotasyonel hareketini engeller, çünkü radius ve ulna arasında normalde var olan bağımsız hareket kaybolur. Sinostoz, genellikle aşağıdaki durumlardan kaynaklanabilir:
- Travmalar ve kırıklar: Özellikle radius ve ulna arasındaki kırıklar ve bu kırıkların kötü iyileşmesi sinostoz gelişmesine yol açabilir. Kemikler kaynamadan önce yanlış hizalanmışsa ya da yeterli iyileşme sağlanmamışsa, bu iki kemik kaynaşabilir.
- Cerrahi komplikasyonlar: Özellikle cerrahi müdahaleler sırasında, iki kemiğin yanlış bir şekilde kaynaması veya yanlış hizalanması sonucu sinostoz gelişebilir.
- Genetik faktörler veya hastalıklar: Sinostoz, nadir de olsa genetik bir hastalık veya gelişimsel bir bozukluktan kaynaklanabilir. Bu durumda, kemikler normalden farklı bir şekilde birleşebilir ve fonksiyon kaybına yol açabilir.
Sinostoz, genellikle cerrahi müdahale gerektiren bir durumdur ve tedavi edilmezse ön kolun rotasyon hareketi tamamen kaybolabilir.
Rotasyon Problemi olan hastalarda ne gibi sorunlar görülür?
1. Supinasyon veya Pronasyon Hareketlerinde Kısıtlılık
Rotasyonel hareketlerde kısıtlanma, hastaların supinasyon (avuç içi yukarıya) ve pronasyon (avuç içi aşağıya) hareketlerini gerçekleştirmelerini zorlaştırır. Bu hareketler, ön kolun doğal rotasyonunu sağlayan temel hareketlerdir. Rotasyon problemleri olan hastalar, bu hareketleri yapmakta zorluk çekerler ve kısıtlılık zamanla artabilir. Özellikle günlük aktivitelerde avuç içinin dönmesi gereken durumlarda, hastalar bu hareketleri gerçekleştirmekte güçlük yaşayabilirler.
2. Rotasyonel Hareketler Sırasında Ağrı veya Rahatsızlık
Rotasyon hareketleri sırasında ağrı, ön kol ekleminde veya çevresindeki yumuşak dokularda oluşan iltihaplanma veya hasardan kaynaklanabilir. Ağrı, genellikle eklem yüzeyleri arasındaki sürtünme veya bağlar ve kasların zayıflaması sonucu artar. Bu ağrı, sadece rotasyonel hareketlerle sınırlı olmayıp, hastaların diğer kol hareketlerini de yapmalarını zorlaştırabilir. Ağrı, şiddetli olduğunda, hastalar günlük yaşamlarını devam ettirmekte zorlanabilir.
3. Günlük Aktivitelerde Fonksiyonel Kayıplar
Rotasyon problemleri, Kapı kolları gibi nesneleri çevirebilmek , çatal, bıçak kullanmak,nesneleri tutmak veya kavramak günlük aktivitelerde önemli fonksiyonel kayıplara yol açarir.
4. Önkolda Görünür Deformite veya Asimetri
Ön kol rotasyon problemleri, zamanla görünür deformitelere veya asimetrilere yol açabilir. Özellikle kemiklerin yanlış kaynaması (malunion) veya kaslarda güçsüzlük nedeniyle şekil bozuklukları ortaya çıkabilir.
Rotasyon problemleri tanısı nasıl konulur?
Rotasyon problemleri tanısı, ilk olarak hastanın şikayetleriyle başlar. Doktor, hastanın hangi hareketlerde zorlandığını, ağrı veya rahatsızlık hissettiği noktaları öğrenir. Ardından, fiziksel muayene yapılır ve özellikle supinasyon ve pronasyon hareketleri test edilir. Bu testler sırasında eklemdeki hareket açıklığına, ağrıya ve kas gücüne bakılır. Eğer gerekirse, röntgen gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak kemik yapıları ve olası deformiteler incelenir. Daha detaylı bilgi almak için bilgisayarlı tomografi (BT) de yapılabilir. Bu sayede, rotasyon sorununa yol açan kemik, kas ya da bağ problemleri net bir şekilde tespit edilir ve uygun tedaviye karar verilir.
Rotasyon problemlerinin tedavisi nasıl yapılır?
Rotasyon problemlerinin tedavisi, sorunların kaynağına ve şiddetine göre farklılık gösterir. Tedavi seçenekleri, genellikle cerrahi olmayan yöntemlerden başlar ve daha ileri düzeyde cerrahi müdahalelere kadar gidebilir.
Cerrahi Olmayan Tedavi
İlk adımda, genellikle cerrahi olmayan yöntemler tercih edilir. Bunlar arasında fizik tedavi, atel kullanımı ve ağrı yönetimi yer alır.
- Fizik Tedavi: Hareket açıklığını artırmak amacıyla yapılan germe ve güçlendirme egzersizleri, rotasyon problemlerinde önemli bir tedavi yöntemidir. Bu egzersizler, eklemdeki sertliği azaltır ve kasları güçlendirir, böylece daha rahat hareket edebilmenizi sağlar.
- Atel veya Ortez Kullanımı: İyileşme sürecinde, eklem düzgün bir şekilde hizalanmaya çalışılır. Atel ya da ortezler, önkolun doğru pozisyonda kalmasına yardımcı olur ve iyileşme sürecini destekler.
- Ağrı Yönetimi: Rotasyon problemleri genellikle ağrıya yol açar. Bu ağrıyı yönetmek için nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ve kortikosteroid enjeksiyonları kullanılır. Bu ilaçlar, iltihaplanmayı azaltarak ağrıyı kontrol altına alır.
Cerrahi Tedavi Seçenekleri
Eğer cerrahi olmayan tedaviler yetersiz kalırsa veya durum daha ciddi bir hal alırsa, cerrahi müdahalelere başvurulabilir. Cerrahi seçenekler arasında çeşitli yöntemler bulunmaktadır:
- Osteotomi (Kemik Düzeltme Ameliyatı): Eğer kırıklar yanlış kaynamışsa, bu durumda osteotomi yapılabilir. Kırık kemik doğru açıyla yeniden hizalanır ve plak-vida sistemleri ile sabitlenir. Bu, kemiklerin doğru bir şekilde birleşmesini sağlar.
- Revizyon ORIF (Açık Redüksiyon ve Fiksasyon): İlk cerrahi tedavi başarılı olmamışsa veya kırık yanlış kaynamışsa, revizyon ORIF yapılır. Bu işlemede, önceki cerrahi materyaller (plak, vida) çıkarılır ve yeni bir hizalama yapılır.
- Eklem Rekonstrüksiyonu ve Protez Kullanımı: Eğer distal veya proksimal radioulnar eklemde ciddi dejenerasyon varsa, eklem rekonstrüksiyonu veya protez yerleştirilmesi düşünülebilir. Örneğin, Sauvé-Kapandji Prosedürü distal radioulnar eklemdeki artrozu tedavi etmek için uygulanır ve rotasyon kaybını önlemeyi amaçlar. Bir diğer seçenek ise Darrach operasyonudur; bu operasyonda, el bileği seviyesinde eklemin bir kısmı çıkarılır ve bu sayede rotasyon hareketi sağlanır.
- Yumuşak Doku Serbestleştirme: Skar dokuları veya kontraktürler (sıkılaşmış bağ dokuları) nedeniyle eklem hareketlerinde kısıtlamalar oluşmuşsa, bu dokular cerrahi olarak serbestleştirilir. Böylece eklemdeki hareket açıklığı artırılır.
- Sinostoz Eksizyonu: Radius ve ulna arasında meydana gelen anormal kemik kaynaması, sinostoz adı verilen bir durumu oluşturur. Bu durum, eklemin serbest hareketini engeller. Sinostoz eksizyonu, bu anormal kemik kaynamasının cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu sayede eklemde daha fazla hareketlilik sağlanabilir.
Sonuç olarak, rotasyon problemlerinin tedavisi, her hastanın durumuna göre özelleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. Tedavi sürecinde, cerrahi olmayan yöntemler genellikle ilk seçenek olsa da, daha ciddi vakalarda cerrahi müdahaleler kaçınılmaz olabilir.
Çocukluk döneminde geçirilmiş kırık sonrası deformite nedfeniyle opere edilen hastamızın görüşleri
Madelung deformitesi nedeni ile ameliyat ettiğimiz hastamızın görüşleri