Skip to main content

Parmak Kırığı

Parmak kemiklerinden birinin veya birkaçı aldığı bir darbe sonrası kırılabilir .Başparmak dışındaki her parmak, üç küçük kemikten (falanks) ,başparmak ise iki kemikten oluşur. Parmak kırıkları, genellikle bir yaralanma veya kuvvetli bir darbe sonucu ortaya çıkar ve kemiklerin düzgün kaynaması için erken tedavi edilmesi önemlidir. Tedavi edilmezse, yanlış kaynama veya hareket kısıtlılığı gibi komplikasyonlar gelişebilir.

Parmak kırığı hangi durumlarda oluşabilir ?

Ellerimiz ve parmaklarımız, günlük hayatta sıkça kullandığımız önemli vücut yapılarıdır. Bu nedenle, günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz büyük veya küçük travmalar, elimizde ve parmağımızda hasar oluşturabilir ve parmaklarımızda kırıklara yol açabilir. Bu tür yaralanmalar, elimizin hem işlevselliği hem de yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Parmak kırığı hakkınde bilgilendirici video

Parmağımda kırık olduğunu nasıl anlarım?

Öncelikle, el, parmak veya başparmakta şiddetli bir ağrı hissedebilirsiniz. Bu ağrı genellikle etkilenen parmağın anormal bir pozisyonda bükülmesiyle birlikte seyreder. Ayrıca, parmakta belirgin bir hassasiyet ve morarma gözlemlenebilir; bu da yaralanmanın ciddiyetini gösterir.

Kırık durumunda, etkilenen parmağın hareket ettirilmesi zorlaşabilir ya da tamamen imkansız hale gelebilir. Bu hareket zorluğu, parmakta hafif veya şiddetli deformitelerle de desteklenebilir. Aynı zamanda, parmakta şişlik ve sertlik hissi de sıklıkla görülür. Hareket sırasında parmakta tıkırtı veya gıcırtı sesleri duyulması, kırık veya tendon yaralanmasının belirtisi olabilir.

Daha ileri aşamalarda, parmakta uyuşma veya karıncalanma hissi de gelişebilir ve bu durum, sinirlerde bir etkilenme olduğunu gösterir. Ağrının elin diğer kısımlarına yayılması da söz konusu olabilir. Son olarak, genel bir zayıflık hissi, parmakların ve elin işlevselliğini etkileyebilir. Eğer bu belirtilerden bir veya birkaçı mevcutsa, bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Kırık tanısının kesinleştirilmesi ve uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesi için uzman değerlendirmesi gereklidir.

Parmak kırılması ile parmak burkulmasının farkı nedir ?

Parmak kırılmasının hemen ardından, bu tür bir yaralanmanın sadece burkulma veya zorlanma olup olmadığı düşünülebilir. Gerçekten de bu bir olasılıktır. Burkulma, parmak bağlarının kısmi yırtılması veya aşırı gerilmesi ile tanımlanırken; zorlanma ise kasların ve tendonların aşırı gerilmesi veya yırtılması durumudur. Örneğin, parmağınızı aşırı geriye (hiperextansiyon) bükmek veya yanlış bir şekilde hareket ettirmek zorlanmalara yol açabilir. Bu iki tür yaralanma, kırıklarla benzer belirtiler gösterebilir. Ancak genellikle, bir parmak kırığı durumunda belirtiler daha belirgin olur.

Kırık parmak, çoğunlukla açık bir deformasyon yani şekil bozukluğu, şiddetli ağrı ve hareket kısıtlılığı ile kendini gösterir. Bu belirtiler, burkulma veya zorlanma ile karıştırılabilse de, kırıkların daha belirgin bir durumu vardır. Dolayısıyla, bir yaralanma sonrasında yaşanan belirtiler, hangi tür yaralanmanın meydana geldiğini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. Eğer belirtiler şiddetli ise, el cerrahisi konusunda uzman bir hekime başvurmak, doğru tanı ve tedavi için gereklidir.

Parmak kırığında hastaneye gelene kadar neler yapabilirim?

Dinlenme esnasında, yaralı elin yastıklar üzerinde yükseltilmesi şişliği azaltmak ve kan akışını optimize etmek amacıyla faydalıdır. Bu basit önlem, iyileşme sürecine olumlu katkıda bulunabilir. Ayrıca yaralı bölgeye aralıklı olarak buz uygulamak hem ağrıyı hem de şişliği önlemeye yardımcı olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta buzun cilde direk temas halinde değil bir bez yada kıyafet üzerinden uygulanması ve uygulamamanın aralıklarla ( her saat başı 3-4 dakika gibi) yapılmasıdır.

Parmak Kırıklarının tedavisi nasıl yapılır?

Parmak kırıkları için tanı, hastanın muayenesi ve röntgen incelemesi sonrasında konur. Elin karmaşık anatomik yapısı nedeniyle, kırık değerlendirmesinde deneyim büyük bir önem taşımaktadır. Bazı durumlarda, tedavi yönteminin belirlenmesinde bilgisayarlı tomografi gibi ileri görüntüleme teknikleri de kullanılabilir.

Çoğu durumda, parmak kırıkları cerrahi müdahale gerektirmeden tedavi edilebilir. Tedavi genellikle atel veya tam alçı ile yerinden oynamamış kırıkların düz bir pozisyonda kalmasını sağlamak amacıyla uygulanır. Ayrıca, bazı hafif yaralanmalarda yan parmağın splint olarak kullanılması yöntemi olan “buddy taping” de tercih edilebilir. Kırık parmağın iyileşme süresi genellikle 3 ila 4 hafta sürmektedir.

Eğer parmak normal pozisyonunu kaybetmişse (dislokasyon), deformitenin düzeltilmesi gereklidir. Bu işlem çoğunlukla lokal anestezi altında gerçekleştirilir; doktor, bölgeyi uyuşturduktan sonra parmağı doğru pozisyona getirmek için manüpülasyon yapar. Ancak, deformite şiddetliyse cerrahi müdahale kaçınılmaz olabilir. Bu durumda, açık bir yara mevcutsa veya kırık parçaları karşı karşıya getirilemiyorsa, cerrahi müdahale gereklidir. Yara açılarak kemik parçaları düzgün bir şekilde konumlandırılır ve sabitlenmesi için plak, vida ve teller gibi internal fikstasyon malzemeleri kullanılır.

Ameliyat sonrası, kırıkların düzgün bir şekilde iyileşmesi ve el fonksiyonunun yeniden kazanılması açısından atel veya alçı kullanımı kritik öneme sahiptir. Tedavi süreci, kırığın yerleşimi ve şiddetine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Parmak Kırığı ne kadar sürede iyileşir?

Parmak kırıkları genellikle altı ila sekiz hafta içinde herhangi bir sorun olmadan iyileşir. Ancak, tamamen iyileşme süreci birkaç ay sürebilir. Bu süreçte, ağrı veya rahatsızlık, sertlik, azalmış güç ve şişlik gibi belirtiler yaşanabilir. Dolayısıyla, kırığın iyileşmesi için gereken süre kişiden kişiye değişebilir ve belirtilerin tamamen geçmesi daha uzun zaman alabilir.

Parmak kırığı sonrası fizyoterapi gerekir mi?

Kırık sonrası fizyoterapi, iyileşme sürecinin en önemli parçalarından biridir. Parmak kırıkları gibi el yaralanmalarında, fizyoterapi, işlevin, gücün ve hareketliliğin geri kazanılmasına odaklanır. İlk iyileşme aşamasından sonra, uzun süreli hareketsizlik nedeniyle ortaya çıkabilecek komplikasyonlar, yani sertlik, kas zayıflığı ve hareket aralığında azalma gibi sorunların üstesinden gelmek için fizyoterapi devreye girer.

Parmakta fizik tedavi egzersizleri

Parmak kırığı sonrası fizyoterapide nelere dikkat etmek gerekir?

Fizyoterapistler, her hastanın özel ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre kişiselleştirilmiş programlar oluşturur. Bu, kırığın türüne, şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna uygun egzersizlerin belirlenmesini sağlar. Bu egzersizler şu şekilde sınıflandırılabilir.

  1. Hareket Aralığını Artırma Egzersizleri: Bu egzersizler, parmak eklemlerinin esnekliğini ve hareketliliğini kademeli olarak artırmayı hedefler.
  2. Güçlendirme Egzersizleri: Yaralı parmak ve el çevresindeki kasların güçlendirilmesine yönelik hedeflenmiş aktiviteler, eklemleri destekleyecek şekilde kasların yeniden güçlenmesini sağlar.
  3. Denge ve Koordinasyon Aktiviteleri: Günlük aktiviteler için gerekli ince motor becerilerin geri kazanılması amacıyla, el-göz koordinasyonunu ve becerikliliği geliştiren egzersizler de programda yer alabilir.
  4. Ağrı Yönetim Teknikleri: Buz, sıcak, ultrason veya elektrik stimülasyonu gibi yöntemler, ağrıyı yönetmek ve iltihabı azaltmak için kullanılabilir.

Parmak kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastamızın görüşleri – 1

Parmak kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastamızın görüşleri-2

Parmak eklem içi kırık sonrası yaylı sistem ile tedavi görüntüleri

Parmak kırığı sonrası eğri kaynama parmakların üst üste gelmesi şikayeti olan hastamızın görüşleri

Dupuytren Hastalığı

Dupuytren Hastalığı Nedir?

Dupuytren hastalığı (Dupuytren kontraktürü), avuç içindeki derinin altındaki dokunun (palmar fasyanın) kalınlaşması ve sertleşmesi ile karakterize edilen kronik bir hastalıktır. Bu kalınlaşma zamanla parmakların avuç içine doğru kıvrılmasına (kontraktür) neden olur. Genellikle yüzük ve serçe parmakları etkilenir. Hastalık ilerledikçe parmakların tamamen düzleştirilmesi zorlaşır.

Dupuytren hastalığı nedir ?

Sebepleri Nelerdir?

Dupuytren hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir rol oynadığı düşünülmektedir. Hasatalığa genellikle 40 yaş üzeri erkeklerde rastlanır. Diabet (Şeker) hastalarında görülme sıklığı fazla iken el yaralanmaları ve diğer meslek hastalıkları ile ilişkisi kanıtlanmamıştır. Küçük ve orta parmakta daha sık görülmekle beraber tüm parmakları etkileyebilir.

Dupuytren hastalaığı hakkında bilgilendirme

Bulguları nelerdir ?

Dupuytren hastalığının tipik bulgusu avuç içinde oluşan nodül ve sert ,fibrotik bantlardır. Bu sert yapılar genellikle ağrısız olmakla beraber zaman içinde parmak hareketlerini kısıtlamaktadırlar. Hastalığın ilk belirtileri, avuç içini düz yüzeylere koyarken zorluk çekme ile kendini gösterir. Parmaklarda bükülme arttıkça, günlük aktivitelerde kısıtlanma yaşanır; bu durum el yıkama, el sıkma, eldiven giyme ve nesne tutma gibi basit hareketlerde zorluklara yol açar. Hastalığın ilerleme hızı bireyler arasında farklılık göstermektedir.

Parmakların 70 derece ve üzerindeki bükülme açılarında cerrahi tedavi düşünülmektedir. Cerrahinin amacı, avuç içi ve parmaklara kadar uzanan sertleşmiş fasyanın, damar ve sinir yapıları korunarak tamamen çıkarılmasıdır. Bazı vakalarda, çıkarılan sert bantların ardından deri eksiklikleri meydana gelebilir ve bu eksiklikler, vücudun başka bölgelerinden alınan deri greftleri ile kapatılır. Ameliyat sonrasında uygulanan atel ve fizik tedavi, cerrahi müdahalenin başarısı açısından kritik öneme sahiptir.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Dupuytren hastalığının tedavisi, hastalığın şiddetine ve parmakların hareket kabiliyetine bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında konservatif tedavi, enjeksiyonlar ve cerrahi yöntemler yer alır.

Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?

Başlangıç aşamasındaki hastalarda, eğer fonksiyonlar etkilenmemişse, hasta takip altında tutulur. Avuç içindeki nodüllerin varlığı, parmaklarda herhangi bir bükülme olmaması durumunda tek başına cerrahi müdahale gerektirmez. Bu durumlarda, nodüllerin üzerinden uygulanan steroid enjeksiyonları, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.

  • Takip ve gözlem: Hafif vakalarda, hareket kısıtlılığı oluşana kadar aktif tedaviye gerek duyulmayabilir. Düzenli olarak hastalığın ilerleyip ilerlemediği kontrol edilir.
  • Fizik tedavi: Parmakların esnekliğini artırmaya yönelik egzersizler uygulanabilir, ancak hastalığı tedavi etme konusunda sınırlı etkisi vardır.
  • Splint kullanımı: Parmakları gece boyunca düz tutmaya yardımcı olabilir, ancak uzun vadede hastalığın ilerlemesini durdurmaz.

Cerrahi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hastalığın ilerlemiş olduğu ve parmak hareketinin ciddi şekilde kısıtlandığı vakalarda cerrahi tedavi gerekebilir. Parmakların 70 derece ve üzerindekibükülme açılarında cerrahi tedavi düşünülmektedir. Cerrahinin amacı, avuç içi ve parmaklara kadar uzanan sertleşmiş fasyanın, damar ve sinir yapıları korunarak tamamen çıkarılmasıdır. Bazı vakalarda, çıkarılan sert bantların ardından deri eksiklikleri meydana gelebilir ve bu eksiklikler, vücudun başka bölgelerinden alınan deri greftleri ile kapatılır.

  • Fasiektomi: Kalınlaşmış palmar fasya dokusunun tamamen veya kısmen çıkarılması işlemidir. Bu operasyon, genellikle kontraktürün ileri evrelerinde tercih edilir.
  • Fasiyotomi: Fasyayı keserek gevşetme işlemi yapılır, ancak bu yöntem daha az invaziv olmasına rağmen uzun vadede tekrar etme riski daha yüksektir.
  • Dermofasiektomi: Fasiyal dokunun çıkarılmasının yanı sıra cildin de çıkarıldığı, daha kapsamlı bir cerrahi işlemdir. Tekrar riskini azaltmak için cilt grefti ile örtülür.

Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

Ameliyat sonrasında uygulanan atel ve fizik tedavi, cerrahi müdahalenin başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Parmak hareketlerini geri kazanmak ve kontraktürün tekrarlamasını önlemek için egzersizler yapılmalıdır. Tam iyileşme süresi hastalığın ciddiyetine ve uygulanan cerrahi yönteme göre değişir.

Hastalığı önlemek için neler yapılabilir ?

Dupuytren hastalığını önlemek kesin olarak mümkün olmamakla birlikte, bazı risk faktörlerinden kaçınmak hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Örneğin:

  • Sigara ve alkol tüketiminden kaçınma: Tütün ve alkol tüketimi Dupuytren hastalığıyla ilişkilendirilmiştir, bu nedenle bunları sınırlamak riski azaltabilir.
  • El egzersizleri: Parmakların esnekliğini korumaya yönelik egzersizler, kontraktürün ilerlemesini geciktirebilir.
  • Erken müdahale: Hastalığın erken evrelerinde tedaviye başlamak, kontraktür gelişimini sınırlayabilir.

Dupuytren hastalığının tedavisi, hastanın durumuna ve kontraktürün şiddetine bağlı olarak kişiye özel planlanmalıdır. Erken tanı ve uygun tedavi seçenekleriyle, parmak fonksiyonları korunabilir ve yaşam kalitesi iyileştirilebilir

Du puytren hastalığı nedeniyle tedavi edilen hastamızın görüşleri

BAŞPARMAK TENDON SIKIŞMASI ( DE QUERVAIN HASTALIĞI ) nedir ?

Başparmağın hareketini sağlayan tendonların el bileğinde başparmağın tabanına yakın bölgede bir tünelin altından geçerken sıkışması sonrası meydana gelen rahatsızlığa De quervain tendiniti adı verilir. Bu tünelde meydana gelen kalınlaşma ve sertliklerle tünel çapı daralır ve tendonların kılıflarında meydana gelen şişlikler başparmak hareketleri sırasında tendonların tünel altından kayarak hareket etmelerini zorlaştırır.

Ağrı, genellikle başparmağın tabanında ve bileğin başparmakla birleştiği noktada hissedilir. Bu ağrı çoğu zaman keskin, batma veya yanma şeklinde olabilir. Ayrıca, ağrı el bileğine ve önkola da yayılabilir. Bu durum el bileğinde şişlik,ağrı ve başparmak hareketlerinde kısıtlanma ile karşımıza çıkar. Bu klinik tablo, hastalığı literatürde ilk defa tarif eden İsviçreli cerrahın adıyla ( Fritz de Quervain) anılır.

De quervain tendiniti ( başparmak tendon sıkışması)

De Quervain Tendiniti kimlerde Görülür?

El bileği ve başparmağının aşırı kullanımı , kavrama ,tutma , sıkıştırma gibi zorlayıcı hareketlerin uzun süreli ve tekrarlan şekilde yapılması ya da başparmağa alınan darbeler sonrası oluşan inflamasyon de quervain tendiniti gelişme riskini iartırabilir. Ayrıca annelerin bebeklerini taşırken elin aldığı pozisyon; hamilelik ve emzirme dönemindeki hormonal dalgalanmaların etkileri bu durumun ortaya çıkışını kolaylaştırır. Geçirilmiş el bileği kırıkları, travmalar, alışık olunmayan kilolarla yapılan ağırlık egzersizleri sonrasında da de Quervain tenosinovitine rastlanabilir.

De Quervain Tendiniti Belirtileri nelerdir ?

El bileğinin başparmak tarafında görülen ağrı, genellikle el bileği ve başparmak arasındaki eklemde bir sorun olduğunu işaret eder. Bu ağrı, başparmağın güçlü kavrama hareketlerinde, el bileğini döndürme işlemlerinde ve hatta küçük parmak yönüne doğru bükme sırasında artar. Ağrı genellikle başparmağa ve ön kola doğru yayılır. Ayrıca, ağrının bulunduğu bölgede şişlik ve hassasiyet de gözlemlenebilir. Tanı koymada, başparmağı yumruk yaparak bileği küçük parmak yönünde büktüğümüzde meydana gelen ağrı, bu bölgedeki problemlerin tipik bir işareti olabilir. Bunun yanı sıra, bu tür ağrılar, tendinit, eklem iltihabı veya ligament yaralanmaları gibi durumlarla ilişkilili olabileceğinden el cerrahi alanında uzman bir hekimin değerlendirmesi önemlidiri .( Finkelstein testi)

De quervain ateli nedir?

hastalığın başlangıç evresindeki durumlarda tendon çevresindeki şişlik ve ödemi azaltmak için soğuk uygulama, anti inflamatuvar ilaçlar ile birlikte başparmak hareketlerini kısıtlayacak ve parmağı istirahate alacak şekilde bir el bilek ateli / splinti takılması önerilir. Atel, başparmağı ve el bileğini sabit tutarak, bu bölgedeki tendonların aşırı kullanım ve hareketlerden kaynaklanan stresini engeller . Atel içinde parmak hareketleri azalacağından tendonlarda oluşan zorlanma ve inflamasyon zaman içinde azalır ve hastanın şikayetleri geriler

De Quervain Tendiniti için ameliyat gerekir mi?

Tedavide İkk olarak konservatif tedavi yöntemleri uygulanır:

  1. Dinlenme: El bileğinin ve başparmağın dinlendirilmesi, tendinitin iyileşmesine yardımcı olabilir. Bu, ağrıyı azaltmak ve iltihabı kontrol altına almak için önemlidir.
  2. Atel Kullanımı: El bileği ve başparmağın sabitlenmesi için atel kullanılabilir. Bu sayede , tendonların daha fazla tahriş olmasını önlenir ve iyileşme sürecine destek sağlar.
  3. Anti-inflamatuar İlaçlar: Nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) tendonlar çevresinden iltihabı azaltır ve ağrının gerilemesini sağlar.
  4. Fizyoterapi: Egzersizler ve fizik tedavi, tendonların esnekliğini artırarak iyileşme sürecini hızlandırabilir.
  5. Steroid Enjeksiyonları: Şiddetli ağrı ve iltihaplanma durumunda,anti inflamatuvar ilaçlara yanıt alınamadığında kortikosteroid enjeksiyonları tedavi edici bir seçenek olabilir. Uzman hekim tarafından tendon çevresine dikkatlice uygulanması gereken bu enjeksiyonlarla iltihaplanmayı azaltılabilir ve ağrıyı hafifletebilir.

Ancak, konservatif tedavi yöntemlerine rağmen iyileşme sağlanamazsa veya ağrı devam ederse, cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi, tendonların sıkışmasını veya diğer yapısal sorunları düzeltmek için yapılır. Cerrahi tedavi, genellikle son çare olarak düşünülür ve hastanın durumuna göre değerlendirilir.

Tendon sıkışması ameliyatı sonrası nelere dikkat edilmeli ?

Ameliyat sonrası erken dönemde harekete başlalamak mümkündür ancak el bileğini ve başparmağı zorlayabilecek aktivitelerden kaçınmak önemlidir.

Atel Kullanımı: Genellikle cerrahi sonrası, el bileğini ve başparmağı sabitlemek için bir atel veya bandaj kullanılabilir. Bu sayede hareket miktarı azaltılarak iyileşme hızlandırılır.

Yaraların Bakımı: Ameliyat bölgesindeki yara yerini temiz ve kuru tutmak önemlidir.

Ameliyat sonraki15-20. günlerde yara yerinizdeki dikişler alınır

sonuç olarak De Quervain tenosinoviti, genellikle başparmak hareketleriyle artan ağrı ve şişlikle kendini göstereb bir tendon sıkışması rahatsızlığıdır.İltihaplanma, dinlenme, atel ve fizik tedavi iler olgularda da cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkündür.