Skip to main content

EL ENFEKSİYONLARI

El ve parmak enfeksiyonlarının çoğu iğne, kıymık batması gibi çok da önem vermediğimiz veya yeterli tedavi görmediğimiz yaralanmalardan oluşur. El ve parmaklarda çeşitli sınırlarla ayrılmış kompartmanlar bulunur. Bu bölgelere açık yaralanmalar veya yabancı cisimler vasıtası ulaşan enfeksiyon etkenleri lokalize veya yaygın enfeksiyonlara sebebiyet verirler. Enfeksiyon etkenleri çoğunlukla bakteriler, daha nadir olarak da mantarlar veya virüslerdir. Bu etkenlerin çoğu sağlıklı bir bireyin elinde deri üzerinde bulunurken, yaralanmalar, elde çatlamalar, soyulmalar, sürekli ıslak kalmaya bağlı deri bütünlüğünde bozulmalar onların elin yüzeyinden iç bölgelerine taşımasına yardımcı olur.

Panaris (tırnak kenarları iltihabı), paronişya (tırnak kökü iltihabı) ve felon (pulpa-parmak dokunma yüzeyi iltihabı) parmakların ve elin en çok görülen yumuşak doku enfeksiyonlarıdır. (Şekil 1,2)

Tırnak etrafında görülen enfeksiyonlara sürekli ıslak kalan, manikür yaptıranlar, tırnak yiyenler ve tırnaklarını çok kısa kesme alışkanlığı olanlarda fazlaca rastlanır. Diyabet(şeker) hastalarında da parmak enfeksiyonları normale göre daha sıktır. Bunlar dışında tenosinovitler (tendon kılıfları boyunca görülen enfeksiyonlar), avuç içinin çeşitli bölgelerinde oluşan abseler diğer sık görülen yumuşak doku enfeksiyonlarıdır. Elin kemiklerinde görülen osteomyelit adlı enfeksiyonlar genellikle açık yaralanmalarla beraber olan kırıklar zemininde gelişirler.

Enfeksiyonların genelinde yaklaşım; antibiyotik kullanımı ile enfeksiyon etkeni olan mikrobun yaşamasını ya da üreyerek çoğalmasını engellemeye çalışmak, kendisine bir boşluk oluşturarak apseleşmişse drene etmek ve sık pansumanlarla lokal temizliği sağlamaktır. Bazı ağır olgularda hastanede yatarak damardan antibiyotik kullanımı gerekebilir. Basit gibi görünen enfeksiyonlar zamanında önlem alınmaz ve doğru yaklaşılmazsa oldukça ağır sekeller bırakabilirler.

OSTEOARTRİT VE EL

Osteoartrit, süregelen bir eklem hastalığı olup, eklem kıkırdağı ve komşu kemik dokularda bozulma ile karakterize eklem ağrısına ve tutukluğuna neden olan bir hastalıktır.
Osteoartrit en sık görülen eklem hastalıklarından birisidir. Kadınlarda ve erkeklerde eşit sıklıkta görülür. Ancak erkeklerde daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir.

Osteoartrit olasılıkla kıkırdağın yapısındaki bağ dokusuna ait maddeleri üreten hücrelerin anormal çalışması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Kemik ağrıları, eklem hareketlerinin kısıtlanması, kemiklerin çok daha kolay incinmesi ve kırılması gibi bulgulara osteoartritli hastalarda sıkça karşılaşılır.
Hastalık ilerledikçe;
•    Kemik ağrıları belirginleşir,
•    Eklem hareketleri kısıtlanır,
•    Krepitasyon denilen eklem hareketi sırasında tıkırtı sesi gelir ve giderek eklem açılmaz olur,
•    Parmaklarda en uç eklemlerde çıkıntılar oluşabilir,
•    Bazı eklemlerde ise eklem bağları gevşeyerek eklem stabilitesi bozulur,
•    Sırt ağrısı,
•    Bazen boyun ya da alt omurgada tutulum,
•    Osteofitlerin (kemik çıkıntıları) sinirlere baskısı sonucu uyuşma,
•    Kol ve bacaklarda güçsüzlük ve benzeri nörolojik sorunlara da yol açabilir.

Hastalığın oluşma biçimi yeterince aydınlanamadığından nedene yönelik bir tedavisi yoktur. Ancak gidiş romatoid artrit kadar alevli değildir. Hastalara egzersiz, fizyoterapi, destek araçlar, ilaç tedavileri ve gerekirse cerrahi girişim gibi tedaviler uygulanır. Elde osteoartrit en çok 1. karpometakarpal eklemde görülür. Bu hastalık rizartroz olarak da adlandırılır. El fonksiyonları bozulma noktasına gelindiğinde cerrahi müdahale söz konusu olabilir.

TENİSÇİ DİRSEĞİ (LATERAL EPİKONDİLİT)

Tenisçi dirseği olarak da bilinen lateral epikondilit, dirseğin dış tarafa bakan çıkıntılı bölgesinde(lateral epikondil) ağrı ile karakterize bir problemdir. El bileğimizi stabilize etmek ve yukarı doğru (avuç içinin aksi yönüne) kaldırmak ile görevli kaslarımız olan ekstensor kasların dirseğe yapıştığı bu çıkıntılı bölgede dejenere olması ortaya çıkan rahatsızlığın temelini oluşturur.

Ekstensor kasların gerili durumda iken zorlayan, yineleyici geniş kavrama hareketleri sonrasında(örn. Kasaplarda, boyacılarda…) veya bu bölgeye direkt meydana gelen travmalar sonrasında olulşabilir.

Dirseğin lateral epikondil olarak adlandırılan dış çıkıntılı bölgesinde dokunmakla hassasiyet ve ağrı en önde gelen şikayettir. (Şekil1) Özellikle kaba cisimleri kavrama sırasında elbileğini büktüren hareketlerde ağrı artar. Hasta çaydanlık kaldırma hareketi gibi hareketlerde dirsek bölgesinde ağrı tariflenir.

Öncelikle ağrıyı davet eden hareketlerden kaçınmak gerekir. Bu dönemde hastanın kullanmasında sakınca yok ise nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar ağrının giderilmesi için tercih edilir. Tenisçi dirseği için özel olarak dizayn edilmiş bantlar, önkolda problemli kas üzerine giydirilebilir.(şekil2) Fizyoterapide ise, germe egzersizleri ile ısıtma ve ultrason hastalara fayda sağlamaktadır. Ağrılı bölgeye yapılan steroid enjeksiyonları tedavide önemli bir yer tutmaktadır. Tüm bu konservatif tedavi yöntemlerine rağmen yaklaşık 4-6 ay yarar görmeyen hastalarda cerrahi tedavi gündeme gelir. Cerrahi yaklaşımda, dejenere olmuş kas ve tendon kısımları temizlenir. Ancak cerrahiden sonra da fizyoterapi mutlaka tedaviye eklenmelidir.

DE QUERVAİN TENOSİNOVİTİ (BAŞPARMAK TENDON SIKIŞMASI)

Başparmağı yukarı kaldıran ve diğer parmaklardan uzaklaştıran hareketleri yaptığımız tendonlarımız el bileğinde başparmağın tabanına yakın bölgede bir tünelin altından geçerler. Bu tünelde meydana gelen kalınlaşma ve sertliklerle, tendonların kılıflarında meydana gelen şişlikler başparmak hareketleri sırasında tendonların tünel altından kayarak hareket etmelerini zorlaştırır. Ağrı ve el bileğinde hassasiyet ile karşımıza çıkan bu tablo, ilk defa tarif eden İsviçreli cerrahın adıyla( Fritz de Quervain) anılır.

Çoğunlukla, yeni yapmaya başlanılan zorlayıcı ve tekrarlayıcı hareketler sonrasında görülür. Özellikle yeni annelerde bebeklerini taşırken elin aldığı pozisyon; hamilelik ve emzirme dönemindeki hormonal dalgalanmaların etkileri bu durumun ortaya çıkışını kolaylaştırır. Geçirilmiş el bileği kırıkları, travmalar, alışık olunmayan kilolarla yapılan ağırlık egzersizleri sonrasında da de Quervain tenosinovitine rastlanabilir.

El bileğinin başparmak tarafında görülen ağrı en tipik belirtidir. Ağrı çoğunlukla aşağıda başparmağa, yukarıda ön kola doğru yayılım gösterir. Başparmağın da kullanıldığı güçlü kavrama ve el bileğini döndürme hareketlerinde ağrı artar. El bileğinin ağrı olan bölgesinde şişlik de görülebilir. Başparmağı yumruk içine alarak bileği küçük parmak yönünde büktüğümüzde el bileğinde meydana gelen ağrı tanı için tipiktir.

Başlangıç döneminde başparmağın ağrılı hareketlerini devre dışı bırakan splintler kullanarak eli istirahat ettirmek çok önemlidir. (şekil2) Yine bu dönemde nonsteroid antiinflamatuar ağrı kesicilerle destek olunarak tünelin ve tendon kılıflarının şişlikleri azaltılmaya çalışılır. Belirtiler geçmiyor veya şiddetleniyorsa cerrahi olarak tendonları sıkıştıran tünelin açılması gerekir. Tüm kol veya sadece el bileğine lokal anestezi yaparak bu ameliyat gerçekleştirilebilir.

1. PARMAK TABANINDA KİREÇLENME (1.CMC EKLEM OSTEOARTRİTİ)

Kemiklerin her iki ucunu düzgün yüzeyli kıkırdak kaplar. Bu kıkırdak yapı kemiklerin hareket sırasında eklem içinde kolayca kaymasını sağlar. Osteoartrit bu kıkırdağın eskimesi ve yüzeyinin bozulmasıyla oluşur. Elde osteoartrit genellikle başparmağın tabanında bulunan eklemde görülür. Başparmağın tabanında , başparmağın kendi ekseni etrafında dönmesini, çimdik hareketini ve diğer parmakların desteklenmesini sağlayan bir eklem vardır. Bu eklem sayesinde nesneleri kavrayıp elimize alabiliriz. Bu eklemin bozulması sonrası el fonksiyonlarında başparmağın kullanılması sırasında ağrı oluşur. Başparmak tabanını etkileyen artrit kadınlarda erkeklere göre daha sık ve sıklıkla 40 yaşından sonra görülür. Eklem hasarı ve kırık hikayesi olması artrit görülme ihtimalini arttırır.

Muayenede kavrama veya çimdikleme gibi hareketlerde ağrı olması.; başparmak tabanında şişme veya hassasiyet; parmağın uzun süreli kullanımdan sonra ağrı hissi ve rahatsızlık; kavrama ve çimdikleme hareketlerinde kuvvet kaybı; eklem çıkığını andıran büyümüş eklem görüntüsü; kısıtlı eklem hareketi saptanabilir.

Fizik muayenede başparmak tabanında hassasiyet ve şişme bulunabilir.(şekil 1) Fizik muayene sırasında kullanılan testlerden biri başparmak tabanındaki eklemi sabitleyecek şekilde sıkıca tutarken başparmağı hareket ettirmektir. Bu test sırasında eklem içinde kum taneleri varmış hissi veya sürtünme sesi varsa kemiklerin birbirlerine sürttüğü düşünülür.

Direkt grafide eklemin bozulması, kemikte oluşan mahmuzsu çıkıntılar ve kalsiyum tortuları görülebilir. (Şekil 2)

Başparmak tabanı artriti başlangıç döneminde cerrahi dışındaki tedavi yöntemlerine cevap verebilir. Günde birkaç sefer eklem üzerine 5-15 dakika süreyle buz ile soğuk uygulaması yapılabilir. Aspirin veya ibuprofen gibi anti-enflamatuar ilaçlar alınması iltihabı ve şişliği azaltmada yardımcıdır. Destekleyici atel kullanılması eklem hareketini kısıtlayıp eklemin dinlenmesine ve iyileşmesine imkan sağlar. Atel hem başparmağı hem de el bileğini koruyabilir. Gün içinde aralıklı veya sadece gece kullanılabilir. ( Şekil 3)

Artrit ilerleyici bir hastalık olduğundan, zamanla kötüleşebilir. İlerleyen eklem hasarlanmalarında  eklem içine steroid enjeksiyonu yapılabilir. Bu uygulama sonrası birkaç ay için genellikle rahatlama sağlanır. Ancak enjeksiyonlar birkaç sefer dışında hastalık süresince devamlı tekrarlanamaz. Cerrahi dışı tedavi yöntemlerden fayda sağlanamadığı durumlarda, cerrahi düşünülür. Birçok farklı cerrahi prosedür vardır. Cerrahi operasyon yatışa gerek kalmaksızın ayaktan uygulanabilir. Cerrahi prosedürlerden biri eklem içinde kemiklerin kaynaştırılmasıdır ki bu yöntemin uygulanması eklem hareketini kısıtlar. Bir başka seçenek eklemin hasar görmüş parçasının çıkarılıp, kas kirişinden (tendon) doku nakliyle veya yapay maddelerle yeniden yapılandırılmasıdır. Sıklıkla kullanılan en iyi cerrahi seçenek 1. karpometakarpal artroplastisi olarak bilinen artritik kemiklerin bölgeden uzaklaştırılıp, kas kirişlerinin rotalarını değiştirerek başparmak ve el bileği kemikleri arasına tampon vazifesi görecek şekilde yerleştirilmesi işlemidir. Ağrı şikayetini azaltmakla birlikte, azalmış olan eklem hareketinde de rahatlama sağlar.

Cerrahi sonrası birkaç hafta için alçı uygulanır. Genellikle fizik tedavi uzmanının içinde olduğu bir rehabilitasyon programı elinizin kuvvet ve hareketini kazanmanıza yardımcı olur. Rehabilitasyon programını başında hareketlerde zorluk ve rahatsızlık hissedebilirsiniz ancak zamanla bunlar azalır. Cerrahiden sonar tamamen iyileşme birkaç ay alır.