Skip to main content

Yazar: Bülent Özçelik

Hipoplastik Baş parmak (Az gelişmiş veya Gelişmemiş Başparmak)

Hipoplastik baş parmak doğumsal olarak başparmakta gelişme geriliği durumudur. Başparmak hipoplazisi; gelişme geriliği kas ve kemik eksiklikleri açısından farklı seviyelerde olabilir. Başparmak aplazisi ise başparmağın mevcut olmamasıdır. Bu duruma önkol kemik ve yumuşak doku yapılarında eksiklik de eşlik edebilir. Her 100.000 canlı doğumda bir başparmak hipoplazisi görülmektedir. Erkek ve kız çocuklarda eşit derecede görülür. Hipoplastik başparmak olan hastaların yaklaşık %60’ında her iki elde de anomali görülme olasılığı mevcuttur. Hipoplastik başparmağı olan çocuklarda kardiyovasküler, nörolojik ve hematopoetik sistem ilişkili hastalıkların görülme olasılığı vardır.

Hİpoplastik Baş parmak Nedir ?

Tanı nasıl konulur ?

Hastanın tanı alması başparmak yokluğunun derecesine ve ilişkili olabilecek sendromların varlığına bağlıdır. Doğumsal başparmak yokluğuna önkol kemiğinde eksiklik ve radyal deviasyon eşlik etmesi tanı almasını hızlandırabilir. Hafif gelişme geriliği olup doktora başvurmayan hastalar çocukluk veya yetişkinlik çağında tanı alabilmektedir. Bu durum; çocuk büyüdükçe aktivitelerinin daha kompleks hale gelmesi nedeniyle hafif derecedeki gelişme geriliklerinin farkedilebilir hale gelmesiyle açıklanabilir. Hastaların başparmak hipoplazisi ile bağlantılı olabilecek Fankoni anemisi başta olmak üzere VACTERL sendromu, Holt-Oram Sendromu, CHARGE sendromu gibi hastalıklar açısından araştırılması gerekir. Hastaların fiziksel muayenesi sonrasında el, bilek ve önkol röntgeni çekilir ve kemikteki uzunluk, stabilite, eklem açıları ve içerik konusunda bilgi sahibi olunur.

Hipoplastik Başparmak (Az gelişmiş veya Gelişimemiş Başparmak) Sınıflaması

Genel olarak beş tip başparmak hipoplazisi vardır; başparmak hipoplazisi sınıflaması ilk olarak Muller tarafından tanımlanmış ve Blauth, Buck-Gramcko ve Manske tarafından geliştirilmiştir.

Tip 1: Hafif hipoplazi (az gelişme) durumudur, çoğunlukla fonksiyon kısıtlılık olmaz.

Tip 2: Tenar kasların eksikliği, başparmak ve işaret parmağı arasındaki webin (boşluğun) daralması durumlarının birlikte görülmesidir.

Tip 3: Tenar kas eksikliğine tendon (kas kirişi) yokluğuna, iskelet anomalilerinin ve kemik eksikliklerinin eşlik etmesidir.

Tip 4: Yüzen başparmak tek bir damar-sinir paketi ile bağlıdır. Tendon ve kas yapıları mevcut değildir.

Tip 5: Başparmağın tam yokluğudur.

Başparmak Gelişmemesinin Sebebi Nedir?

Embriyolojik (bebeğin anne karnındaki gelişim dönemi) dönemde, başparmak gelişimi beş ila sekizinci haftada olur. Bu süreçteki bir defekt veya eksikliğe bağlı olarak geliştiği öngörülmektedir fakat sebebi henüz tam olarak açıklanamamıştır. Genelde radyal (başparmak) tarafta eksiklik olarak bilinen radyal club hand ile veya VACTERL sekansı/Fankoni sendromu gibi hastalıkların bir parçası olarak görülür.

Tedavi ne zaman önerilir?

Hastanın genel anestezi almasına engel bir sağlık durumu mevcut değilse, 6. Aydan itibaren ameliyatlara başlanabilir. Geç kalınan operasyonlarda hastanın rekonstrüksiyon sonrasında başparmak kullanımını öğrenip adapte olması daha zor olmaktadır.

Tedavi Amaçları Nelerdir ?

  • Başparmak eklemlerine denge kazandırmak
  • Ekstansör / fleksör tendon mekanizmalarının dengeli bir şekilde çalışması
  • Eklem hareket açıklığının sağlanması
  • Başparmağın tüm parmaklara temas etme (opozisyon) hareketinin sağlanması
  • Kaba ve ince kavrama hareketlerinin sağlanması
  • Sağlıklı bir başparmağa benzer estetik görünüm elde etmek

Doğumsal parmak eksikliklerinde tedavi planlaması nasıl yapılmalı

Tedavisi nedir?

Tedavi başparmak yokluğunun derecesine bağlıdır. Hafif başparmak hipoplazisinde eklem instabilitesi mevcutsa eklem destekleyici bağların rekonstrükte edilmesi gerekir. Kollateral (eklem destekleyici) bağlar tendon transferi yapılarak yeniden oluşturulur ve eklemler teller ile sabitlenir.

  Eğer başparmak mevcut fakat hipoplazi daha az şiddetli ise ve fonksiyonel olarak bir kısıtlılık mevcutsa başparmak rekonstrüksiyonu yapılabilir. Başparmak rekonstrüksiyonu operasyonu ihtiyaca göre parmaktaki bağların onarılması, tendon transferi yapılması ve başparmak ve işaret parmağı arasındaki darlıkların Z plasti gibi operasyonlarla açılmasını kapsar. Böylelikle en büyük fonksiyonel deformite olan başparmağın tüm parmaklara temas edebilmesi özelliğinin eksikliği (opozisyon) hastaya geri kazandırılır.

  Başparmağın tam yokluğunda ise, polisizasyon operasyonu yapılarak işaret parmağındaki damar/sinir, büyüme plağı, kemik ve tendon yapıları transfer edilir bunun sonucunda işaret parmağı başparmak görevi görür. Böylece kavrama hareketleri ve opozisyon sağlanmış olur.

Başparmak eksikliği nedeni ile parmak nakli polisizasyon

Tedavi sonrası dikkat edilecek durumlar nelerdir?

Operasyon sonrası hastalar düzenli olarak kontrollere çağırılıp yara yeri pansumanı antibiyotikli pomatlarla yapılmaktadır. Polisizasyon (parmak nakli) operasyonunda nakil edilen kemiğin tellerle tespiti yapılmaktadadır ve hastalar atel ile takip edilmektedir.  Operasyon sonrası 4-6. Haftalar arasında hastanın röntgeni çekilip kemikteki iyileşme durumuna bakılarak K-telleri çıkarılmaktadır.

Operasyon sonrası süreç fizik tedavi ile desteklenmeli, hastaların günlük aktivitelerinde parmaklarının kullanımı teşvik edilmeli, kaba/ince kavrama ve opozisyon (başparmağın diğer parmaklara temas ettirilmesi) hareketleri üzerine çalışılmalıdır. Başparmağın fizik tedavi ile maksimum kullanımı; beyin ve sinir sisteminin yeni nakledilen parmağa adapte olmasını sağlar ve böylelikle ince hareketler yapılabilir.

Operasyon sonrasında karşılaşılabileceğimiz komplikasyonlar nelerdir ?

Polisizasyon sonrasında birinci ve ikinci parmaklar arasındaki boşlukta kontraktür/darlık olması, başparmakta malrotasyon (açı ve görünüm kusuru) veya opozisyon (başparmağın tüm parmaklara temas ettirilmesi) hareketindeki eksikler olabilir. Bu komplikasyonların tümü ikincil bir operasyonla çözülebilmektedir.

Baş parmak gelişme bozukluğu nedeni ile parmak nakli yapılan hastanın ebeveyn görüşleri-1

Baş parmak yokluğu nedeni ile parmak nakli yapılan hastanın ebeveyn görüşleri-2

Prof Dr. İsmail Bülent Özçelik – Başparmak Gelişme Bozukluğu olan hastalara ait sunum

Makrodaktili

Makrodaktili Nedir ?

Doğumsal olarak ayakta ve elde parmakların gereğinden fazla büyümesi durumudur. Tüm el anomalileri içerisinde yaklaşık %1 olarak görülen nadir bir hastalıktır. Parmaktaki büyüme ve genişleme kas, kemik, sinir, damar ve fibroadipoz doku gibi tüm yapıları içerebilir. Neredeyse tüm makrodaktililer lipomatozis (yağ dokuda anormal artış) ile ilişkilidir. İşaret parmağı ve orta parmak en sık tutulan parmaklardır. Genelde tek taraflı görülür. Fakat etkilenen elde yaklaşık %70 oranında 1’den fazla parmak etkilenir.

Tanısı Nasıl Konur?

Doğum sonrası yapılan yenidoğan fizik muayenesinde çoğunlukla patolojik  parmakta diğerlerine göre asimetrik görünüm saptanır. Parmak yağlı, kalın bir yumuşak dokuya sahiptir ve bu sebeple eklem hareket açıklığı azalmıştır. Kemik ve yumuşak doku içeriğini ve boyutunu araştırmak açısından röntgen çekilir. MR ve BT görüntülemeleri ile periferik sinirlerde yağ infiltrasyonu, vasküler malformasyonlar veya anormal kas varlığını saptanabilir. Sendrom varlığı, genetik hastalıkların ve diğer sistemik anomalilerin araştırılması için pediatri ve genetik uzmanı tarafından muayene önerilir.

Makrodaktili nedir ?

Makrodaktili (Büyük Parmak) Sebebi nedir? Hangi durumlarda görülür?

Makrodaktili nadir görülen, sebebi hala tam olarak bilinmeyen bir doğumsal anomalidir. Sebebi büyümeyi ve protein üretimini sağlayan hücrelerdeki aşırı uyarılma olarak düşünülmektedir. Doğumsal ve genetik bir hastalık olduğu ve ailesel geçişin olmadığı öngörülmektedir. Genetik araştırmalar PIK3CA genindeki mutasyonun makrodaktiliye sebep olduğunu göstermektedir.

Aşırı büyüme sendromları: PIK3CA-ilişkili Aşırı Büyüme Spekturumu (PROS),

Hemihiperplazi ve Multipl Lipomatozis (HHML), konjenital lipomatöz büyüme, vasküler malformasyonlar, epidermal nevüs, skolyoz ve spinal deformite  (CLOVES) sendromu, Megalensefalkapiller malformasyon(MCAP), Displastik Megalensefali(DMEG),

Proteus sendromu, PTEN hamartom tümör sendromu (PHTS), Tip II segmental Cowden sendromu, Epidermal nevus sendromu, Neurofibromatosis tip I (NF I), Parkes-Weber sendromu, Klippel-Trenaunay Sendromu, Maffucci sendromu

Makrodaktili (Büyük Parmak) Sınıflaması

Statik (Sabit) tip: Doğumda mevcuttur, diğer parmaklara doğru orantıda büyür.

İlerleyici Tip: Doğumda farkedilecek seviyede değildir, yaş ilerledikçe parmaktaki hacim artışı agresif ilerlemektedir.

Flatt Sınıflaması

Tip I Lipofibromatoz

Tip II Nörofibromatozis

Tip III Poliostatik

Tip IV Hemihipertrofi

Makrodaktili (Büyük Parmak) ne zaman tedavi edilir?

Hastaların semptomları doğumdan itibaren veya yaşamın ilerleyen evrelerinde ortaya çıkabilir. Doğumsal olan vakalarda 1 yaş civarına kadar beklenir.

Makrodaktili (Büyük Parmak) hastalarında tedavi amaçları nelerdir?

  • Asimetrik büyüme olan parmağı estetik açıdan diğer parmaklara benzer görünüme getirmek
  • Deviasyon veya hareket kısıtlılığını düzeltmek
  • Sinir sıkışması olan hastalarda dekompresyon

Makrodaktili (Büyük Parmak) Cerrahi Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Tedavi hastadaki doku büyümesinin derecesine, içeriğine ve lokasyonuna bağlıdır. Statik (Sabit) tip için artrodez, progresif tip için amputasyon düşünülebilmektedir. Parmakta volar yüzde ve pulpada yağlı dokuda aşırı artış mevcutsa eliptik insizyonlarla fazla dokular çıkarılabilir. Osseöz (kemikte) fazla büyüme durumunun ağrı ve fonksiyon kısıtlılığına neden olan hastalarda kemikte kısaltma, eklem dondurma veya ihtiyaç durumunda ray amputasyon ameliyatları ile kozmetik ve fonksiyonellik açısından memnun edici sonuçlar elde edilebilir. Tırnak deformiteleri için damarlı tırnak greftleri kullanılabilir. Tatmin edici sonuçlara ulaşabilmek için bazı vakalarda birden fazla aşamalı operasyonlar gerekebilmektedir. Sinir ve damar basılarında dekompresyon ameliyatları gerekebilir. Örneğin median sinir kompresyonu Karpal Tünel serbestleme cerrahisi ile tedavi edilebilir.

Erken tedavi edilmezse; çalışmalarda parmaklarda ankiloz (eklem oynaklığında azalma) gibi kemik değişiklikleri, yeni patolojik kemik oluşumları, dokularda farklı seviyelerde dejenerasyon gelişerek fonksiyonel bozukluklara sebep olduğu gösterilmiştir.

Operasyon sonrasında hareket açıklığını sağlamak ve fonksiyonelliği optimize etmek için fizik tedavi önerilir.

Cerrahi Dışı Tedavi Seçenekleri Nelerdir? (Konservatif)

Uzuvların düzenli olarak çap ve boy ölçüleri alınmalıdır ve muayene edilmelidir. Sinir sıkışması bulgusu olan hastaların EMG ile tanı ve takibi yapılabilir.

Ayakta Makrodaktili Görülür mü? (Büyük Parmak)

Ayakta makrodaktili görülme sıklığı, elde görülme sıklığından daha düşüktür ve çoğunlukla sinir dokuları etkilenmemiştir. İkinci ve üçüncü parmaklarda daha sık görülmekle birlikte, hastaların yaklaşık %50’sinde metatarsal kemiklerde de görülür. Ayakta makrodaktili tedavisinin amacı; hastaya kozmetik olarak kabul edilebilir bir görünüm kazandırmak, ayakkabı giyerken sorun yaşamamasını sağlamak ve ağrı varsa bu durumu ortadan kaldırmaktır. Fazla büyüyen yumuşak dokunun alınması, gerekirse kemikte de düzeltmeler yapılması planlanır. Tedavi edilmemiş geç dönemde ameliyat planlanan vakalarda, osteoartrit (kemik iltihaplanması) ve sinir/damar yapılarındaki baskının da tedavi edilmesi gerekir.

Makrodaktili nedeniyle opere edilen hastamızın görüşleri -1

Makrodaktili nedeniyle opere edilen hastamızın görüşleri -2

Lateral Epikondilit

Lateral Epikondilit Nedir?

Lateral epikondilit, halk arasında tenisçi dirseği olarak bilinen, dirseğin dış tarafında meydana gelen ağrı ve hassasiyeti tanımlayan bir durumdur. Dirseğin dış kısmındaki lateral epikondil olarak adlandırılan çıkıntıya el bileğimizi stabilize etmek ve yukarı doğru (avuç içinin aksi yönüne) kaldırmak ile görevli kaslarımız olan ekstensor kas ve tendonlar yapılır. Bu kas ve tendonlarda yaşanan dejenerasyon veya mikro yırtıklar nedeniyle dirsek gölgesinde ağrı oluşur. Özellikle extensor carpi radialis brevis (ECRB) tendonu bu durumdan etkilenmektedir. ECRB tendonu, bileği ve parmakları uzatmakla görevli olan kas grubuna bağlanır ve tekrarlayan hareketler sonucunda zorlanır.

Lateral epikondilit-tenisçi dirseği

Lateral Epikondilit Sebepleri Nelerdir?

Lateral epikondilit genellikle tekrarlayan hareketler ve aşırı kullanım nedeniyle ortaya çıkar. Sıkça görülen sebepler şunlardır:

  • Spor Etkinlikleri: Tenis gibi raket sporlarında sık tekrar eden hareketler, özellikle forehand vuruşları sırasında bu duruma yol açabilir.
  • Mesleki Aktiviteler: Marangozlar, tesisatçılar, boyacılar ve diğer el işleriyle uğraşan kişiler, ellerini ve kollarını sıkça kullanarak benzer sorunları yaşayabilirler.
  • Yanlış Teknik: Spor yaparken veya fiziksel işler yaparken uygun teknik ve ekipman kullanılmaması da riski artırabilir.

Lateral Epikondilit Belirtileri Nedir?

Lateral epikondilit genellikle yavaş bir başlangıç gösterir ve belirtiler zamanla ağırlaşır. Sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Ağrı: Dirseğin dış kısmında yanma veya ağrı hissi, özellikle ağırlık kaldırma veya kavrama gibi hareketlerle artabilir.
  • Zayıf Kavrama: Elin kavrama gücünde azalma yaşanabilir.
  • Gece Ağrıları: Ağrı gece uyku sırasında da hissedilebilir.
  • Hassasiyet: Dirseğin dış tarafında dokunma ile artan hassasiyet.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?

Tedavi genellikle ilk aşamada konservatif yaklaşımlar içerir:

  • Dinlenme: Ağrıyı artıran hareketlerden kaçınılması ve dinlenme süresi verilmesi önemlidir.
  • İlaçlar: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler), ağrıyı ve iltihabı azaltmak için kullanılabilir.
  • Fizik Tedavi: Egzersizler, ısıtma uygulamaları ve ultrason tedavisi, kas ve tendonların iyileşmesine yardımcı olabilir.
  • Destekleyici Bandajlar: Özel bandajlar, dirsekteki baskıyı azaltarak iyileşmeyi destekler.
  • Steroid Enjeksiyonları: İltihap ve ağrıyı azaltmak için belirli durumlarda steroid enjeksiyonları uygulanabilir.

Cerrahi Yöntemlerle Tedavi Nasıl Olur ?

Konservatif tedavi yöntemleriyle iyileşme sağlanamayan hastalarda, yaklaşık 4-6 ay süren tedavi sürecinin ardından cerrahi müdahale gerekli olabilir. Cerrahi işlemde, hasar gören tendon ve kas dokuları temizlenir. Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde fiziksel terapi önerilir.

Lateral epikondilit tekrarlar mı

Önleme ve Sağlık

Lateral epikondilitin önlenmesi ve sağlıklı kalınması için:

  • Doğru Teknik ve Ekipman: Spor yaparken ve fiziksel işlerde doğru teknik ve uygun ekipman kullanımı önemlidir.
  • Güçlendirme Egzersizleri: Kasların güçlendirilmesi ve esnekliğin artırılması, rahatsızlık riskini azaltabilir.
  • Dinlenme: Yoğun aktiviteler arasında yeterli dinlenme süresi sağlanmalıdır.

Lateral epikondilit, yaşam kalitesini etkileyen bir durumdur. Ancak, doğru tedavi ve önlemlerle ağrı yönetilebilir ve iyileşme sağlanabilir.

Lateral epikondilit tedavisi yaptığımız hastamızın görüşleri

Konjenital El Anomalileri

Konjenital El Anomalileri

Üst gövdenin anomalileri tüm canlı doğumların yaklaşık %1-2’sinde görülür. En sık görülen anomaliler  sindaktili, polidaktili ve kamptodaktili’dir. Bu anomaliler sıklıkla kalp hastalıkları, hematopoetik sistem hastalıkları ve çeşitli tümörler ile ilişkilidir. Embriyogenez olarak adlandırılan bebeğin gelişim ve farklılaşma sürecinde aksama olması sebebiyle el  parmaklarda çeşitli anomaliler görülebilir. Bu anomaliler genetik, çevresel (ilaç maruziyeti vs.) nedenli veya sporadik olabilir.

DOĞUMSAL EL ANOMALİLERİNİN SINIFLAMASI VE EN SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR

Radial Club Hand : Anne karnındayken önkol, el veya parmakların oluşum sürecinde bir sorun mevcut ise parmakta ve bazı kemiklerde tam veya kısmi yokluk görülebilir.

Sindaktili: Parmağı oluşturan yapılar birbirinden ayrılmamıştır. Parmaklar yapışık haldedir.

Polidaktili : Fazladan parmak olması durumudur.

Makrodaktili: Parmakların normalden fazla büyümesidir. Simbrakidaktili ve Başparmak Hipoplazisi: Parmakta gelişme geriliği olmasıdır. Birçok genetik sendromda görülebilir

SİNDAKTİLİ NEDİR?

Parmaklarda yumuşak doku ve/veya kemik yapılarında yapışıklık olarak tanımlanmaktadır. Yaklaşık 3000 doğumda 1 görülür ve %50 çift taraflıdır. Poland ve Apert sendromlarında görülen durumlardan biridir. En sık orta parmak ve yüzük parmağı, ikinci sıklıkta ise yüzük parmağı ve küçük parmak arasında  görülür.

Basit sindaktili:Sadece deri birleşiktir

Kompleks sindaktili:Hem kemik hem de deride birleşme görülür.

Komplet sindaktili:Parmağın tüm uzunluğu boyunca birleşme vardır

İnkomplet sindaktili: Parmakta tırnak kıvrımını içermeyen birleşme şeklindedir.

Apert sendromunda görülen sindaktili çoklu parmakları ilgilendiren komplike  sindaktili olarak adlandırılır.

SİNDAKTİLİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Tedavide; estetik görünüm elde ederek anatomik olarak benzer bir parmak aralığı oluşturmak, işlevsel bozuklukların ve gelişme geriliğinin önüne geçmek, fonksiyonellik kazandırmak önemlidir. Serbestleme ameliyatı yaşamın 12-18. Aylarında önerilir fakat büyüme kısıtlılığı, asimetrik büyüme, rotasyon ve fonksiyonel deformiteler gelişebilecek durumlarda 3-6. Aylarda operasyon düşünülmelidir. Cerrahi planlamasında parmakların yüzeylerini serbestleyerek, dış görümümü yeniden düzenlemek için iç içe geçen deri üçgenleri planlanır ve tam kapama için sıklıkla kasıktan deri grefti alınır.

POLİDAKTİLİ NEDİR?

Parmakların duplikasyonu olarak tanımlanmaktadır, elde fazladan bir parmak mevcuttur. Yüzük parmağı en sık duplike olan parmaktır ve sindaktili bu duruma eşlik edebilir.

POLİDAKTİLİ NASIL TEDAVİ EDİLİR.

Cerrahi genellikle iki parmakta kıstırma veya ilerleyici bir deviasyon başlamadan yaklaşık 9-15. Aylarda yapılabilir. İşlevsel olarak kısıtlılığa sebep olan fazlalık parmağın rezeksiyonu planlanmalıdır, eklem stabilitesindeki bağlar tamir edilerek işlevsellik ve estetik görünüm kazandırılır.

SİMBRAKİDAKTİLİ

Parmaklar kısa ve az gelişmiştir. Parmaklarda eksiklik veya yapışıklıklar görülebilir. Sıklıkla diğer anomaliler de (sindaktili, kamptodaktili, Poland ve Apert sendromu) eşlik eder. Cerrahinin planlanması parmakların kısalık derecesine ve başparmağın var olup olmamasına bağlıdır. Parmağa kavrama ve kıstırma hareketlerini kazandırmak amacıyla uzatma planlanarak osteotomi ve kemik greftlemesi yapılabilir.

MAKRODAKTİLİ

Parmakta tüm yapıların genel bir büyüme halinde olması, parmak yapılarında orantısız bir hacim artışıdır. En çok işaret parmağı sonrasında ise orta parmak ve başparmak etkilenmektedir. Genelde ilerleyici, katılık ve orantısız büyüme ile giden bir doğumsal anomalidir. Cerrahide amaç hem parmak fonksiyonunun kazandırılması veya düzeltilmesi hem de çocuğun sosyal yaşantısını etkilemeyecek görünümde bir parmak oluşturulmasıdır. Tedavi deformiteye göre planlanarak hacim azaltılması, parmağın kısaltışması, osteotomi gibi operasayonlar yapılabilir.

YARIK EL

Merkezi el bileşenlerinde kemik ve yumuşak dokuda uzunlamasına oluşan eksiklik olarak tanımlanmaktadır. Tipik olarak orta parmağın ve metakarpın gelişiminde başarısızlık mevcuttur ve bunun sonucunda gelişen V harfi şeklinde bir şekil bozukluğu oluşur. Yarık ellerde sindaktili, polidaktili ve yatay kemikler mevcut olabilir.

Deformite ilerledikçe kötüleşeceğinden hastalar bir yaşına kadar tedavi edilmelidir. Parmaklara işlevsellik ve iyi görünüm kazandırmak amacıyla yatay kemik çıkarılması, sindaktili serbestleştirilmesi ve yarık kapatılması ameliyatları yapılabilir.

AMNİYOTİK BAND SENDROMU  (DARALTICI HALKA SENDROMU)

Amniyon zarının bütünlüğünde bozulma, amniyon bantlarının oluşması sonucunda ekstremite ve parmaklarda  daralma olarak tanımlanır. Prematüre, düşük doğum ağırlığı (2500 gr >), annede ilaç maruziyeti ve travma bu sendromun oluşumu için risk faktörlerindendir. İşaret parmağı ve orta parmak sık etkilenenlerdendir. Fonksiyonellik, görünüm ve kaba/ince kavrama için parmaklar serbestlenmelidir. Acil bir durum yoksa 3. aya kadar beklenebilir fakat uzuvda dolaşım problemi ve lenfödem görülen vakalarda acil serbestleme gerekir. Daraltıcı halka Z plasti ve W plasti gibi yöntemlerle serbestleştirilir.

BAŞPARMAK HİPOPLAZİSİ

Başparmağın mevcut olmaması veya az gelişmiş olması olarak tanımlanır. Bu duruma önkol kemik ve yumuşak doku yapılarında eksiklik de eşlik edebilir. Vakaların %50’sinde her iki el de etkilenir. Hipoplastik başparmağı olan çocuklarda kardiyovasküler, nörolojik ve hematopoetik sistem ilişkili hastalıkların görülme olasılığı vardır.

Tedavide başparmağa işlev ve ekleme denge kazandırırken, görünüm olarak da kabul edilebilir bir parmağa ulaşmaktır. Cerrahi tedavi başparmak yokluğunun  derecesine bağlıdır. Zayıf ve dengesiz ekleme sahip olan, kasların güçsüz olduğu başparmakta bu yapıların rekonstrüksiyonu yapılmalıdır, başparmak ve ikinci parmak arasındaki ağda darlık varsa serbestlenmelidir. Kaslarda ve eklemde ciddi gelişim bozukluğu, yüzen başparmak veya başparmağın tam yokluğu durumlarında polisizasyon (elin diğer parmaklarından başparmak oluşturma) operasyonu gereklidir.

KAMPTODAKTİLİ

Parmakta eklem hareket açısının azalması ve bükülme izlenir. PIF eklemde doğumsal fleksiyon kontraktürüdür. En yaygın olarak yüzük parmağı veya küçük parmaklar tutulur. Basit tip ve kompleks tip olarak ikiye ayrılır. Basit tipte sadece fleksiyon kontraktürü mevcut iken kompleks tipe klinodaktili veya sindaktili gibi deformiteler eşlik eder.

TEDAVİ NE ZAMAN VE NASIL YAPILIR?

3 yaş öncesinde eklemde germe egzersizleri ve atelleme olumlu sonuçlar verebilmektedir. Şekil bozukluğu, 30 dereceden fazla fleksiyon kontraktürü günlük ihtiyaçları ve aktiviteleri bozacak seviyede olan durumlarda; ciltte z plasti,greftleme, tenotomi  ve tenoliz (kas kirişinde serbestleme) operasyonu gerekir.

POLİDAKTİLİ

POLİDAKTİLİ (FAZLA PARMAK) NEDİR?

Parmakların duplikasyonu yani elde ya da ayakta fazladan parmak olmasına polidaktili adı verilir. Yunancada birden fazla anlamına gelen ‘Poly’ ve parmak anlamına gelen ‘Dactylos’ kelimelerinden türetilmiştir. Yüzük parmağı en sık duplike olan parmaktır ve sindaktili (yapışık parmaklılık) bu duruma eşlik edebilir. Fazladan olan parmak sadece yumuşak doku, yumuşak doku/kemik ve yumuşak doku/kemik/tendon/eklem yapılarını içerebilir. Erkek ve kız çocuklarda eşit sıklıkta görülür.

SEBEBİ NEDİR VE HANGİ DURUMLARDA GÖRÜLÜR?

Bebeğin anne rahmindeki gelişimi esnasında parmaklar bir tomurcuktan gelişerek birbirlerinden ayrılırlar. Polidaktili (Fazla Parmak) bu süreçte ayrılmanın gereğinden fazla derecede olması veya fazladan bir segment oluşması nedeniyle gelişir. Ailesel veya çevresel faktörler fetal ekstremitede malformasyon ile sonuçlanabilir.  Ailesel geçişli polidaktilide gen mutasyonları rol oynarken; hematopoetik sistem hastalıkları (Kalıtsal Anemiler), Trizomiler, Down sendromu gibi çeşitli sendromlar bu duruma eşlik edebilir.  Ailesel olmayan ve çevresel etkenlere bağlı gelişen polidaktilide; annede diyabet olması, epilepsi hikayesi, talidomid maruziyeti öyküsü ve düşük doğum ağırlığı risk faktörleri arasındadır.

Polidaktili

POLİDAKTİLİ (FAZLA PARMAK) TİPLERİ NELERDİR?

  • Preaksiyel (Radyal) Polidaktili: Fazladan gelişmiş bir başparmak bulunmasıdır. Fazladan başparmak kemik ve eklem seviyesine göre tiplere ayrılır.
  • Santral Polidaktili: İşaret, orta ve yüzük parmakları arasında gelişen fazladan bir parmak bulunmasıdır.
  • Postaksiyel (Ulnar) Polidaktili: Fazladan gelişmiş bir serçe parmak bulunmasıdır. Bu tip sendromik hastalarda daha sık görülmektedir.

TANISI NASIL KONULUR?

Doğumdan sonra yapılan fizik muayene sırasında fazladan parmak çoğunlukla tanı alır. Bu parmak tıpkı diğer parmaklar kadar gelişmiş normal bir halde   veya az gelişmiş bir deri eki halinde görülebilir. Polidaktili teşhisi konduktan sonra ilişkili olduğu sendromlar ve gen mutasyonları araştırılmalıdır. Fazladan gelişmiş olan parmağın doku içeriği ve boyutu hakkında bilgi sahibi olmak açısından röntgen çekilir.  Eklem hareket açıklığı ölçülür ve sinir muayenesi yapılır.

Polidaktili Tedavi Yaklaşımları

NE ZAMAN TEDAVİ EDİLİR?

Operasyon genel anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Cerrahi genellikle iki parmakta kıstırma hareketinin gelişimesi öncesinde veya ilerleyici bir deviasyon başlamadan yaklaşık 9-15. Aylarda yapılabilir. Eğer sadece deri ekinden oluşan yüzen bir parmak mevcutsa, lokal anestezi altında daha erken dönemde de alınabilir.

TEDAVİDE AMAÇ NEDİR?

Kozmetik açıdan tatmin edici bir görünüm elde etmek, işlev ve hareket kısıtlılığını önlemek, eklem hareket açıklığını ve simetrik bir parmak gelişimini sağlamak operasyonun amaçlarıdır. Radyal polidaktili olarak bilinen çift başparmak durumunda baskın ve sağlıklı parmağı belirlemek önemlidir. Daha az gelişmiş olan fazladan parmağın çıkarılması sonrası, kalan baskın parmağın işlevselliğini korumak adına yumuşak doku,kemik,tendon ve ligamanların da rekonstrüksiyonu önemlidir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İşlevsel olarak kısıtlılığa sebep olan ve diğer parmaklara göre daha az gelişmiş olan parmak çıkarılır. İleriki dönemlerde Nöroma (sinir tümörü) gelişmesini önlemek adına fazladan parmağa ait sinir ve damar yapıları alınır.

Çift başparmak gerçek bir çoğalmadan çok, parmağın bölünmesi gibi düşünülebilir. Standart tedavi yapı gereği dominant olan başparmağın seçilmesi ve daha az gelişmiş olanın ablasyonudur. Kalan baskın başparmağın fonksiyonunu optimize etmek için eklem yüzeyi modifikasyonu, ligaman ve tendon rekonstrüksiyonu gerekir. Fazladan parmağı çevreleyen cilt dokusu, eklem stabilizasyonunu sağlayan kollateral ligamanlar, tendon ve intrinsik kaslar korunarak dominant parmağa aktarılır ve uygun şekilde tamiri yapılır. Bu operasyon sonucunda işlevsel, estetik görünüme ve şekle sahip orantılı bir başparmak elde edilir.

AMELİYAT SONRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Ameliyat sonrası yara yeri bakımı ve antibiyotik profilaksisi önemlidir. Hasta operasyondan bir gün sonra taburcu olabilir. Operasyon sonrası hastanede verilen ağrı kesici ve antibiyotik, taburculuk sonrası da reçete edilir. Gazlı bez ve antibiyotikili pomadlarla pansuman yara yeri iyileşene kadar yapılır.

Atel ile immobilizasyon, eklem instabilitesi ve kas güçsüzlüğü mevcut olan özel durumlarda önerilebilir. Hasta yara bakımı boyunca, birinci ayında ve sonrasında ise durumuna göre düzenli olarak kontrollere çağırılır. Fizyoterapi parmağın işlevini güçlendirmek, eklem hareket açıklığını sağlamak açısından önemlidir. Fizik tedavi; hastanın elini ve parmağını kullanmaktan sakınmaması için çeşitli oyunlarla desteklenebilir.

UZUN DÖNEMDE GELİŞEBİLECEK KOMPLİKASYONLAR VE TEDAVİLERİ NELERDİR?

Operasyon sonrası sonuç; polidaktilinin derecesi, tipi ve komplike olup olmamasına bağlıdır. Eklem sertliği, skar kontraktürü, instabilite ve parmakta güçsüzlük operasyon sonrasında görülebilecek komplikasyonlardır. Deneyimli bir cerrah tarafından yapılan ameliyat sonucunda ve sonrasında fizik terapiyle desteklenen hastalarda bu komplikasyonlar önlenebilir veya en aza indirgenebilir.

Elde fazla parmak (polidaktili) nedeniyle ameliyat ettiğimiz hastamızın ebeveyn görüşleri

Ayakta fazla parmak polidaktili olan hastanın ebeveyn görüşleri

SİNDAKTİLİ

SİNDAKTİLİ (YAPIŞIK PARMAK) NEDİR?

İki veya daha fazla parmakta yumuşak doku ve/veya kemik yapıların yapışık olmasına sindaktili adı verilir. En sık görülen doğumsal el anomalilerinden biridir.  Kelime kökü olarak Yunancada ‘ beraber ‘  anlamında olan ‘Syn’ ve parmak anlamında olan ‘Dactylos’ kelimelerinden türetilmiştir. Yaklaşık 2000 doğumda 1 görülür ve %50  olguda çift taraflıdır. En sık orta parmak ve yüzük parmağı, ikinci sıklıkta ise yüzük parmağı ve küçük parmak arasında  görülür. Sendromik vakalarda başparmak/işaret parmağı ve işaret parmağı/orta parmak arasında sineşi (yapışıklık) daha sık izlenir.

sindaktili

SİNDAKTİLİ SEBEPLERİ NELERDİR ?

Embriyogenez olarak bilinen; bebeğin anne rahmindeki gelişim sürecinde  parmakların önce perde benzeri yapı ile birbirine yapışık haldedir. Gebelik süresi ilerledikçe anne karnında parmaklar arasındaki bu perde kaybolur ve parmaklar  birbirinden ayrı birer yapı haline gelir. İşte embriyogenez süreci boyunca oluşabilecek problemler parmakların arasındaki perdelerin kaybolmamasına ve doğumda parmakların yapışık halde kalmasına sebep olur. Erkeklerde yaklaşık 2 kat daha sık izlenir. Vakaların yaklaşık % 40’ı ailesel sebeplidir Kalıtsal nedenli vakaların büyük bir kısmı Poland sekansı, Down ve Apert sendromu gibi sendromik anomalilerle ilişkilidir. Kalıtsal olmayan vakalarda; annenin sigara içmesi, beslenme bozuklukları, ilaç maruziyeti, düşük sosyoekonomik düzey etkin çevresel faktörlerdir.

SİNDAKTİLİ (YAPIŞIK PARMAK)  SINIFLAMASI NASIL YAPILIR?

Her olgu birbirinden farklı özellikler barındırmakla beraber genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilir.

Basit sindaktili: Sadece yumuşak doku birleşiktir.

Kompleks sindaktili: Hem kemik hem de deride birleşme görülür.

Komplet sindaktili: Parmağın tüm uzunluğu boyunca birleşme vardır.

İnkomplet sindaktili: Parmakta tırnak kıvrımını içermeyen birleşme şeklindedir.

Komplike  sindaktili: Apert sendromunda, kalp bozukluklarında, spinal deformitesi olan çocuklarda görülen, çoklu parmakları ilgilendiren anomalidir.

TANISI NASIL KONULUR?

Tanı genelde doğumun ardından yapılan yenidoğan fizik muayenesinde konur. Hasta tarafımıza yönlendirildiğinde röntgen çekilir ve hastada hangi tip sindaktili olduğu saptanır. Fizik muayenede; füzyon olan parmaklar dışında bu duruma eşlik edebilen anomaliler ve sendromlar açısından da hasta değerlendirilmesi yapılır. Sendromik bulgusu olan hastalar genetik ve pediatri uzmanlarına konsülte edilir.

NE ZAMAN TEDAVİ EDİLİR?

Ameliyat; hastanın genel anestezi alabileceği, medikasyon ve kontraktür riskinin daha düşük olduğu öngörülen yaşamın 12-18. aylarında önerilir. Komplike sindaktilide ve büyüme kısıtlılığı, eklem patolojileri, asimetrik büyüme, rotasyon ve fonksiyonel deformiteler gelişebilecek durumlarda 3-6. Aylarda operasyon düşünülmelidir.

TEDAVİDE AMAÇ NEDİR?

Tedavide; estetik görünüm elde ederek anatomik olarak benzer bir parmak aralığı oluşturmak, işlevsel bozuklukların ve gelişme geriliğinin önüne geçmek, farklı uzunlukta parmakların oluşumunu engellemek ve parmaklara fonksiyonellik kazandırmak amaçlanır. Operasyon genel anestezi altında planlanır. Cerrahi olarak yapışık parmaklar birbirinden ayrılmalıdır.

Sindaktili Tedavi Yaklaşımları

SİNDAKTİLİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Cerrahi öncesinde; parmakların dış görünümünü düzenlemek için, iç içe geçen üçgen ya da dikdörtgen şeklinde tasarlanmış deri flepler parmakların yüzeyi boyunca çizilen zig-zag insizyonlar ile planlanır. Tasarlanan flepler eklemleri ve parmak aralarını gerim olmadan örtmelidir.

Parmaklar arasında kontraktür riskini en aza indirmek adına, tam kalınlıkta deri grefti tercih edilir. Ayrılan parmakların çevresi yapışık parmakların çevresinden daha büyük olması nedeniyle, tam kapama için sıklıkla iz konusunda sıkıntı yaratmayacak olan bir bölgeden, örneğin kasıktan deri grefti alınır. Yara izi kasıkta anatomik olarak varolan cilt çizgisine oturacak şekilde tasarlanır.

Tırnakların da birleşik olduğu durumlarda tırnak yatağı ve parmak ucu uygun şekilde ayrılarak bahsedilen yapıların rekonstrüksiyonu gerçekleştirilir.

İkiden fazla parmakta sindaktili mevcutsa operasyon birden fazla aşamalı olmalıdır. Dolaşım problemi yaşanmaması açısından her operasyonda bir parmak aralığı ayrılmalıdır.

Komplike sindaktililerde, ligaman rekonstrüksiyonu, osteotomi ve artrodez gibi ileri operasyonlar yapılabilir.

Tedavi Yaklaşımları

AMELİYAT SONRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Hasta operasyondan 1 gün sonra taburcu olabilir. Operasyon sonrasında hastanede olduğu sürece ağrı kesici verilir, taburculuk sonrasında da 3 gün kadar ağrı kesiciler önerilmektedir. Ameliyat sonrasında pansumanlar ve alçı uygulaması önemlidir. Deri greftlerinin yaşaması için baskılı pansuman ve hareketi önlemek adına alçı uygulaması yaklaşık 2-3 hafta boyunca önerilir. Opere olan elin kalp seviyesi üzerinde tutulması ağrı ve ödemi azaltır.

Doku iyileşmesi 6. Haftaya kadar devam eder. Bu dönemde ise tüm yaralar iyileşinceye kadar hafif sargılı pansumanlar önerilir. İyileşme tamamlandıktan sonra bebek duş ve yüzme gibi aktivitelere devam edebilir.

3. Ayda kontrol önerilir, muayene ardından ek operasyon gerekliliği açısından değerlendirilir.

Parmakların gücünün ve fonksiyonelliğinin kazandırılması amacıyla fizik tedavi ile desteklenir.

UZUN DÖNEMDE GELİŞEBİLECEK KOMPLİKASYONLAR VE TEDAVİLERİ NELERDİR?

Belirgin yara izi, skar kontraktürü, şekil ve fonksiyon bozukluğu görülebilir. Cilt greftinde kıllanma, kontraktür ve hiperpigmentasyon izlenebilir.

Skar kontraktüründe,hareket kısıtlılığında ve parmak aralarında anormal skar formasyonu olması durumunda ikinci bir operasyon planlanabilir.

Sindaktili nedeniyle ameliyat edilen hastamızın ebeveyn görüşleri

Ayakta çift başparmak ve 4.5.parmak arası yapışıklık bulunan minik hastamızın ameliyat sonu görüşü

TRAVMATİK BRAKİYAL PLEKSUS YARALANMASI-ERİŞKİNLERDE GÖRÜLEN KOL FELÇLERİ

Kol felçleri, çeşitli nedenlerle üst ekstremitenin tümünde veya bazı kısımlarında hareket ve his kayıplarına yol açan sinir hasarlarının genel ismidir..

Brakiyal Pleksus yaralanması ne demektir?

Brakiyal pleksus yaralanması, boyun omurgalarının arasından çıkarak birçok dallara ayrılan beş ana sinirin tamamı veya bir kısmının boyun bölgesinde hasar gördüğü bir durumu tarif eder. Bu yaralanmada, beş sinirden kaçının, hangi dallarının hasar gördüğüne bağlı olarak çeşitli hareket ve his kusurları oluşur.

Brakiyal Pleksusa ait hangi sinirlerin yaralandığı nasıl anlaşılır?

Boyun bölgesindeki bu sinir hasarları nadiren kesici ve delici cisimlerle, daha sıklıkla da motosiklet kazaları, yüksekten düşmeler, ağır sanayi makineleri gibi yüksek enerjili darbe üreten, künt travmalar sonrasında gelişir.  Bu problemlerin tedavisinde tecrübeli olan El Cerrahları yapılan fizik muayene sonrasında ana tabloyu ortaya çıkarabilir. Ancak, muayeneden edinilen bilgileri örtüştürmek ve/veya şüphe duyulan bazı durumların aydınlatılması için doğru zamanda yapılacak sinir ileti testleri ve MR nörografi adı verilen, boyun sinirlerinin yapısını görüntüleme konusundaki en iyi radyolojik inceleme kabul edilen tetkiklerden de yardım almak uygun olabilir.

Brakiyal Pleksus yaralanmalarının tek tedavisi ameliyat mıdır?

Kesici delici cisimlerle meydana gelen yaralanmalarda eğer bazı fonkiyonlar eksikse en uygun yaklaşım mümkün olan en kısa zamanda yapılacak bir ameliyat birçok avantaj sağlar. İlk 1-2 hafta içinde yapılacak bir ameliyatta henüz iyileşme dokuları gelişmeyeceği için sinirlerin kesik olanları uç uca onarılabilir.

Künt travmalar ile gelişen Brakiyal Pleksus yaralanmalarının azımsanmayacak miktardaki bir kısmı sadece gerilmeler nedeniyle geçici bir fonksiyon kaybı yaşayabilirler. Bu hastalarda çok erken ameliyat tercih edilmez. Dünya üzerine bu ameliyatları yapabilen cerrahların çoğunun ortak kanısı, hastaları en az üç ay sadece fizyoterapi yapılarak izlemek, yine bu dönemde, varsa tedavi gerektiren diğer problemlerin halledilmesini sağlamak şeklindedir.  Kolu yana ve yukarı kaldırmak, dirseği bükerek eli ağza götürmek, parmakları bükmek ve açmak gibi fonksiyonları belli ölçüde dahi olsa yerine getiren bireylerin fizyoterapisine daha ağırlık verilerek ameliyat kararından uzaklaşılabilir.

Brakiyal Pleksus ameliyatları felç başladıktan sonra ne kadar zaman geçerse geçsin yapılabilir mi?

Brakiyal Pleksus ameliyatları bahsettiğimiz beş sinirden kaçının, hangi seviyeden itibaren yaralandığı ile ilgili çok farklılık gösterir. Sinir cerrahisi gereken hastalara üçüncü aydan birinci yıl dolmasına kadar olan dönemde bu ameliyatlar yapılabilir. Daha ileri dönemde yapılacak sinir ameliyatları kaslarımız geri dönüşümsüz olarak eriyebileceği için sonuç vermez. Bu nedenle, sinir cerrahisinin gerekli olduğu durumlarda bu altın dönemi kaçırmamak gerekir. 

Ancak bu da, birinci yıl dolduktan sonra yapılabilecek bir şey kalmıyor anlamına gelmemeli. Birinci yıldan sonra da, varsa çalışan bazı kas ve tendonlar, çalışmayan ve daha gerekli olan bazı fonksiyonların geri kazanılması için kullanılabilir. Bazı hastalarda, üst kol kemiğinin(humerus) kesilerek döndürülmesi, hatta hareket etmesi mümkün olmayan kişilerde ise omuz ve/veya el bileği ekleminin uygun pozisyonda hareketsizleştirilmesi(artrodez)  hastanın daha konforlu bir günlük hayatı olmasını sağlayabilir.

Brakiyal Pleksus ameliyatları ne kadar sürer?

Sinir cerrahisi ameliyatları genellikle daha uzun ameliyatlardır. Tabii ki ameliyatın içeriğine göre, 3-10 saat arasında değişen ameliyatlardır. Tendon transferleri veya kemik yapıya yapılacak girişimler ise ortalama 1-3 saat civarında sürer. Tekrarlamak gerekirse; bu süreler ameliyatın içeriğine göre verilmiş ortalama süreler olup, hastadan hastaya değişmektedir.

Brakiyal Pleksus ameliyatlarından sonra hastanede ortalama yatış süresi nedir?

Hastalarımızın tendon ve kemik ameliyatları sonrasında ortalama 1-2 gün, sinir ameliyatlarından sonra ise 2-3 gün civarı yatış süresi olur.

Brakiyal Pleksus sinir ameliyatlarında sadece boyun bölgesi mi ameliyat ediliyor? İzler sadece boyun bölgesinde mi olacak?

Brakiyal Pleksus yaralanmalarında, hasarlı bölge boyunda olsa da ameliyatına göre vücudun farklı kısımlarından da çeşitli nakiller için faydalanılır. Hastaların çoğunda sinir grefti dediğimiz vücudan başka kısmından alınan sinirler nakledilir. Burada amaç, çalışmayan sinirin hasar görmemiş kısımları arasına adeta bir köprü oluşturmaktır. Sinir grefti çoğu kez bir veya iki baldırımızı(crus) arka kısmından alınır. Bu nedenle, bu bölgede de izler olacaktır. Benzer mantık ile, kaburgalarımız arasındaki sinirler transfer edildiğinde göğüs kafesinin yan tarafında, sırt veya bacaktan kas nakli durumlarında ise bu bölgeler de ameliyat edilir ve izler olacaktır.

Ancak bazı tür sinir transferleri sadece omuz-dirsek arası bölgede yapılan kesiler ile yapılabilir. Geç ameliyat edilen olgularda boyun bölgesinde bir işlem yapılmayacağı için kas-tendon transferi, kemik düzeltme işlemlerinin yapılacağı kol ve sırt bölümlerinde izler olacaktır.

Brakiyal Pleksus ameliyatları yapıldıktan hemen sonra sonuç alınabilir mi?

Özellikle sinir ameliyatları sonuçlarını oldukça uzun zaman sonra belli eder. Sinir tamiri yapılan seviyeden, çalıştıracağı kasa kadar olan mesafeyi her gün ortalama 0,5-1mm hızla kat ederek ulaşır. Bu da ulaşacağı kasa bağlı olarak 9 ay ile 1-1.5 yıl arasında değişmektedir.

Ameliyat sonrasında herhangi bir alçı, atel veya splint uygulanıyor mu?

Sinir ameliyatlarının sonrasında yaklaşık 4 hafta boyunca omuz-kol askısı ve boyunluk kullanmak gerekir. Tendon transferi ve kemik ameliyatlarında sonra da ilgili bölgeye 4-6 hafta splint uygulanır.

Ameliyat sonrasında fizyoterapi gerekli midir?

Evet, ameliyat sonrasında fizyoterapi hem eklemlerin pasif hareketlerini açık tutmak ve arttırmak için, hem de yeniden sinir uyarısı almaya başlayan kasları güçlendirmek için gereklidir. Sadece fizyoterapi dönemlerinde değil, hastanın kendi başına olduğu dönemlerde de motivasyonu güçlü bir şekilde, sabırla tavsiye edilecek hareketleri yapması uygun olacaktır.

Düşük Ayak nedir?

Ayak bileği hareketlerini sağlayan kaslarda herhangi bir sebeple fonksiyon kaybı gelişmesi sonucunda ayak bileğinde hareket zaafiyeti oluşması ve ayağın yukarı kaldırılamamasına düşük ayak adı verilir. Çoğunlukla sebep ayak bileğinin hareket ettiren kaslarda ya da o kaslara giden sinirlerdeoluşan yaralanmalardır.

Neden düşük ayak olur ?

Bacağın ön kısmında yer alan kaslar veya tendonlara gelen darbeler, diz veya ayak bileği seviyesinde sinirlerin etkilenmesi, bel fıtığında sinir basısı oluşması gibi durumlar düşük ayak gelişimine neden olabilir. Bel fıtıklarının ileri aşamalarında veya tedavi edilmeden aşırı basıya uğramış köklerde hasar meydana geldiğinde ortaya çıkabilir. Ayrıca, bel kırıkları sonrasında omurilikten çıkan sinirlerin hasar görmesi, düşük ayağın bir diğer nedeni olabilir. Kalça ve uyluk bölgesinden geçen siyatik sinirlerin yaralanması, düşük ayağın en önemli sebeplerindendir.

Kalça bölgesinde yapılan enjeksiyonlar, uyluk ve kalça bölgesine isabet eden ateşli silah yaralanmaları veya bu bölgede kesici aletlerle yapılan yaralanmalar, aynı şekilde düşük ayağa neden olabilir. Ayrıca, kalça, uyluk veya baldır seviyesinde görülen tümöral hadiseler, sinir yaralanmalarına veya basısına yol açabilir ve bu da düşük ayağa neden olabilir. Sinirlerin hasar görmesi veya baskı altında kalması, kasların yeterince hareket etmemesine ve buna bağlı olarak düşük ayağa neden olabilir. Bu tür durumlarda, sinirlerin iyileşmesi ve işlevlerinin geri kazanılması için genellikle kapsamlı bir tedavi süreci gereklidir. Tedavide amaç , sinirlerin hasarını en aza indirmek ve ayak bileğine motor fonksiyonları geri kazandırmaktır.

Düşük Ayak tedavisinde neler yapılır?

Tedavi sürecinde, ayak bileğinin ve ayağın pozisyonunun korunması ile hareketli bir ayak bileğinin sağlanması temel hedefler arasında yer alır. Sinir yaralanmalarında, eğer tamamen bir sinir hasarı söz konusuysa ve hiçbir kas hareketi mümkün değilse, ayak bileğinin hareketsizleştirilmesi (dondurulması) düşünülebilir. Ancak, sadece ayak bileğini yukarıya kaldıran kasların fonksiyon bozukluğu söz konusu olduğunda, ayak bileğinin içeri büken kasların, ayak bileğini yukarı kaldıran kasların yerine transfer edilmesi, hareketli bir ayak bileği sağlamak için etkili bir cerrahi yaklaşım olabilir.

Düşük ayak gibi durumlarda, eğer tedaviye geç kalınmışsa, ayak bileği katılaşabilir ve aşağıya doğru sürekli bükülmüş durumda kalabilir. Bu durum, kasların sürekli olarak kasılması ve eklem hareketliliğinin azalması ile karakterizedir. Bu nedenle, hastaların herhangi bir yaralanma veya hasar sonrası ayak bileklerinin nötral pozisyonda kalması kritik öneme sahiptir. Bu amaca ulaşmak için fizik tedavi ve atelleme işlemlerinin düzenli ve eksiksiz bir şekilde yapılması gereklidir.

Düşük Ayak Fizik Tedavide neler yapılır?

Fizik tedavi süreci, ayak bileğinin hareket aralığını korumak ve kasları güçlendirmek amacıyla çeşitli egzersizler ve teknikler içerir. Atelleme, ayak bileğinin belirli bir pozisyonda tutulmasını sağlar ve böylece ilerde oluşabilecek deformiteleri engeller. İhmal edilmiş durumlarda, ayak bileğinin normal pozisyona geri getirilmesi için kas ve eklem gevşetme teknikleri uygulanabilir. Bu tür gevşetme işlemleri, eklem hareketliliğini geri kazandırmak ve kasların eski fonksiyonlarını yeniden kazanmalarına yardımcı olmak için yapılır.

Tedavi sürecinde, ayak bileğinin düzgün pozisyona getirilmesi ve fonksiyonel hareketlerin sağlanması için, kas transferi ve sinir onarımı gibi cerrahi müdahaleler gerekebilir. Güç kaybı yaşayan hastalarda, tedavi sonrası ayağın normale yakın bir şekilde yürüme işlevlerine ulaşması mümkün olabilir. Bu, genellikle kapsamlı bir rehabilitasyon süreci ve uygun cerrahi yaklaşımlar gerektirir. Tedavi sürecinde, bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş planlar uygulanarak, hastaların günlük yaşam aktivitelerini daha iyi bir şekilde gerçekleştirmeleri sağlanır.

Düşük ayakta hangi ortezi kullanmalıyım?

Düşük ayak (drop foot) tedavisinde kullanılan ortezler, hastaların yürüyüş fonksiyonlarını iyileştirmek ve ayak bileğini stabil hale getirmek amacıyla tasarlanmıştır. Düşük ayak, genellikle ayak bileğini yukarı kaldırma yeteneğinin kaybolduğu bir durumdur ve bu da yürürken ayak parmaklarının yere çarpmasına neden olabilir.

Düşük ayakta en sık kullanılan ortez AFO (Akle Foot Orthosis)dur. AFO, ayak bileği ve ayağı kapsayan bir ortezdir. Genellikle plastik, alüminyum veya kompozit malzemelerden yapılır. Amaçı, ayak bileğini stabilize etmek ve ayak parmaklarının yukarı kalkmasını sağlamak için destek vermekti

Boksör Kırığı Nedir ? ( 5.metakarp distal uç kırığı)

Boksör kırığı, elin beşinci parmağına ait metakarp kemiğinin (tarak kemiği) uç kısmında meydana gelen bir kırık türüdür. Bu kırık, parmağın eklem yaptığı bölgeye yakın bir yerde oluşur. Genellikle, sert bir cisme, duvara ya da masaya kontrolsüz bir şekilde yumruk atma sonucunda ortaya çıkar. Kısacası, boks sporunda ve benzeri aktivitelerde sıkça görülen bu tür kırıklar, elin beşinci parmağındaki metakarp kemiğinin uç kısmında yer alan eklem bölgesine yakın bir kırık olarak tanımlanır. Bu tip yaralanma, genellikle büyük bir kuvvetin ani ve doğrudan bir darbe sonucu kemiğin kırılmasına neden olur.

Boksör kırığı belirtileri nedir ?

Darbe sonrası, elin üst kısmında genellikle belirgin bir şişlik ve yoğun bir ağrı ile karşılaşılır. Bu belirtilerin yanı sıra, beşinci parmakta bükülme hareketinin zorlaşması da sıkça gözlemlenen bulgular arasındadır. Parmak, hareket sırasında ağrı yapabilir ve eklem hareketliliğinde kısıtlanmalar yaşanabilir.

Eğer darbe sonrasında açık bir yara oluşmuşsa, bu durum daha ciddi komplikasyonların ortaya çıkma riskini artırır. Açık yaralar, tendonlar veya sinirler gibi derin dokuların da hasar görme ihtimalini beraberinde getirir. Bu tür yaralanmalar, sadece kemikteki kırıkla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda çevre dokuların da etkilenmesine neden olabilir. Tendon veya sinir hasarları, parmak hareketliliğinde kalıcı bozulmalara yol açabilir ve iyileşme sürecini daha karmaşık hale getirebilir. Bu nedenle, açık yaraların uygun şekilde tedavi edilmesi ve gerekirse cerrahi müdahale yapılması önemlidir.

Kısacası, boksör kırığı sonrası oluşan şişlik, ağrı ve parmak hareketlerindeki zorluklar, genellikle kemik kırığının belirtileridir. Ancak, açık yaralar ve derin doku hasarları, tedavi sürecinde dikkate alınması gereken ek faktörlerdir ve bu durumlar profesyonel tıbbi müdahale gerektirir

Boksör kırığında ne yapılmalıdır?

Boksör kırığı belirtileri görüldüğünde, şişlik ve ağrıyı kontrol altına almak için buz uygulaması ve kolun yukarıda tutulması gibi ilk yardım önlemleri uygulanmalıdır. Buz, bölgedeki kan damarlarını daraltarak şişliği ve ağrıyı hafifletir. Buzu doğrudan cilt üzerine uygulamak yerine bir bez veya havluya sarılmış buz paketlerini kullanarak uygulama yapılabilir.. Buz uygulamasını 15-20 dakika süreyle yapabilir ve bunu saat başı tekrar edebilirsiniz.En kısa sürede tıbbi yardım alınmalı ve radyolojik tetkiklerle kesin tanı konulmalıdır.

Boksör kırığı tedavisi nasıl yapılır?

Tedavide ilk seçenek alçılamadır. Kırığı uygun şekilde düzeltip pozisyonladıktan sonra kırık hattını içine alarak sabitleyecek şekilde açı verilerek boksör kırığı ateli yapılır. Alçılama sonrası kırığın pozisyonu her hafta röntgen ile kontrol edilir. Toplamda 6 hafta süreyle alçı devam ettirilir. Alçı çıkarıldıktan sonra parmakların hareketini tekrar kazanması için fizyoterapi başlanmalıdır.

Eğer kırık çok parçalı ise, kapalı yöntemlerle düzeltmek mümkün değilse ya da düzeltildikten sonra yapılan kontrollerde tekrar bozulduğu gözlenirse cerrahi tedavi düşünülmelidir. Ameliyatla kırık hattı düzeltildikten sonra teller yardımı ile sabitlenir.

Ameliyat genel anestezi gerekmeden sadece o bölgenin duyusunu alan ulnar sinirin uyuşturulduğu ‘ulnar blok ile yapılabilir. bu sayede ameliyat sonrası anesteziye başlı oluşabilecek komplikasyonlar minimize edilir.

Boksör kırığında ameliyat gerekir mi?

Özellikle çok parçalı kırıklar söz konusu olduğunda, bu tür kırıklarda birden fazla kırık parçası bulunur ve bu parçaların doğru bir şekilde hizalanması zordur. Bu tür kompleks durumlarda, ameliyatsız tedavi yöntemleri yeterli iyileşme sağlayamayabilir. Kırık parçalarının yerinden oynanması ve iyileşme sürecinde uyumsuzluk, iyileşme sürecini uzatabilir ve fonksiyon kaybına neden olabilir.

Ayrıca, kırığa bağlı olarak parmaklarda rotasyon deformiteleri gelişebilir. Örneğin, beşinci parmak (küçük parmak) fazla içeriye veya dışarıya doğru kapanabilir. Bu tür deformiteler, sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda fonksiyonel açıdan da sorunlar yaratır. Parmakların doğru hizalanmaması, ellerin işlevini kısıtlayabilir ve günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırabilir. Eğer kırığın düzeltilmesi ve hizalanması yeterli düzeyde sağlanamazsa, bu durumun düzeltilmesi için cerrahi müdahale gerekebilir.

Boksör kırığı sonrası elim eski haline döner mi?

Doğru tedavi edilen olgularda elin fonksiyonlarını tamamen kazanmak mümkündür. Cerrahi yöntemlerle tel takılarak tedavi edilen olgularda kırık kaynadıktan sonra kemiiğin şekli tamamen eskisi gibi olmaktayken alçı ile takip edilen olgularda tam iyileşme sonrasında bile 5. metakarp kemiği çıkıntısında görüntü olarak eksiklik oluşabilir. Bu durum kozmetik bir sorun olarak değerlendirilmeli , elin fonksiyonlarının azalmadığı durumlarda fazla önemsenmemelidir.

Çekiç parmak nedir? ( Mallet Finger )

Çekiç parmak deformitesi parmağın aldığı darbe sonucunda, parmak ucunu yukarı kaldırmaya yarayan tendonların hasarlanması ile oluşan şekil bozukluğuna verilen isimdir. Parmağı yukarı kaldırmaya yarayan(düzleştiren) tendon (ekstansor tendon) parmağın en uç boğumundaki kemiğe (distal falanks) yapıştığı bölgede yaralanmıştır. Bu yaralanma sonrası parmak ucu aşağı bükük şekilde kalır ve oluşan deformite çekiç şekline benzetildiğinden çekiç parmak olarak adlandırılır. Çoğu zaman parmak üzerinde hiçbir kesinin olmadığı kapalı yaralanmalar sonrasında görülür.

Hastaya parmağı düzleştirmeye çalışması söylendiğinde bunu yapamaz, ancak diğer eli veya muayene eden doktor tarafından parmak düz pozisyona getirilebilir.

Başlangıç döneminde bazı hastalar parmağını tam düzeltebilse de zaman içinde bu esneklik tamamen kaybolur ve parmaın diğer eklemlerini de etkileyecek biçimde şekil bozukluğuna yol açabilir. Doğru tedavi edilmeyen olgularda parmak ucunda sertlik, parmak fonksiyonlarında bozulma be şiddetli ağrı ortaya çıkabilir

Mallet finger ağrı yapar mı?

Mallet finger, parmak uçlarındaki bir tendonun kopması sonucu meydana gelen bir yaralanmadır. Bu tür bir yaralanmada, genellikle parmağın uç kısmındaki eklemde ciddi bir ağrı, şişlik ve hassasiyet gözlemlenebilir. Yaralanmanın şiddetine ve tendon kopmasının derecesine bağlı olarak, ağrı ve şişlik ilk günlerde oldukça belirgin olabilir.

Yaralanma anında ve ilk günlerde parmak ucunda şiddetli ağrı oluşması yaygındır. Bu ağrı, yaralanmanın neden olduğu iltihaplanma ve ödem nedeniyle daha da artabilir. Parmak uçındaki şişlik, parmağın doğal hareket açıklığını kısıtlar ve parmak ucunda rahatsızlık hissine neden olur. Bu durum, parmağın uç kısmında yoğun bir ağrı ve hassasiyetle birlikte, günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırabilir.

Şiddetli ağrı ve şişlik, parmak uç kısmındaki tendonun kopması sonucu meydana gelen hasarın doğal bir belirtisidir. Tendon kopması, parmağın doğal hareket yeteneğini etkileyebilir ve bu durumun ağrı ile birlikte olması oldukça yaygındır. Ayrıca, ağrı genellikle yaralanma bölgesine doğrudan dokunma veya baskı uygulandığında daha da şiddetlenir..

Çekiç Parmak Tedavisi nasıl yapılır?

Darbeden sonra erken dönemde buz uygulaması ve nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar parmak ucunda oluşacak ağrı ve şişliğin önlenmesi için faydalı olacaktır. Hastanın parmağına gelen darbenin şiddetine bağlı olarak bazı durumlarda tendon kopmasına kemik parçanın kırılması da eşlik edebilir. Kemik kırığı oluşmayan olgularda dışardan temin edilecek bir çekiç parmak ateli 8 hafta süreyle doğru şekilde uygulanması durumunda ameliyatsız tedavi mümkün olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da bu 8 haftalık süre boyunca parmağın pozisyonun korunması , günlük aktivitelerle oluşabilecek bozulmanın anında düzeltilmesi gerektiğidir.

Mallet finger ateli ne işe yarar?

Uygulanan mallet finger ateli parmağı sürekli olarak ekstansiyon (düz) pozisyonda tutarak kopan tendon uçlarının birbirine yakın durmasını ve zaman içinde iyileşmesini sağlar. Atelin içinde sabitlenen parmak hareket etme şansı olmayacağı için iyileşme dokusu oluşması için fırsat bulur.

Çekiç parmak nedeni ile atelle tedavi yapılan hastanın görüşleri

Mallet finger ateli kaç gün kalmalı?

Atel ile tedavi planlanıyorsa toplam 8 hafta günde 24 saat boyunca atel takılmalı , bu süre sonunda ilave 6 hafta boyunca da atel gündüzleri çıkarılıp geceleri uyurken tekrar takılmalıdır.

Kemik kırığı izlenmeyen hastalarda ortopedi malzemeleri satan yerlerden temin edilebilecek çekiç parmak ateli 2 ay süre ile parmaktan hiç çıkarmadan uygulanır.

çekiç parmak tedavi seçenekleri

Mallet finger ameliyatı nedir?

Bazı durumlarda parmak ucundaki tendon yaralanmasına ilave olarak kemik parça kopması eşlik edebilir. Bu nedenle mallet finger olduğu düşünülen her hastada ilgili parmağa ait röntgen görüntüleri mutlaka incelenmeledir.

Röntgen görüntüsünde kemik parça kopması da saptanması durumunda ameliyatla tedavi ilk seçenek olmalıdır.

Ameliyatı sırasında genellikle lokal anestezi kullanılır, bu da sadece parmağın uyuşturulması ve çevresindeki dokuların his kaybı yaşamasını sağlar.

Kemik parçalarının uygun şekilde hizalanmasını sağlamak amacıyla genellikle iki adet tel kullanılır. Bu teller, kemik parçalarını stabil bir pozisyonda tutarak iyileşmesini sağlar.

Mallet finger ameliyatı ne kadar sürer?

Ameliyat genellikle lokal anestezi ile yapılır ve hastadan hastaya değişmekle birlikte 20 ile 30 dakika arasında sürer.

Ameliyat sonrası ne yapmak gerekir?

Ameliyatta Parmağın en uç iki boğumunu düz tutacak bir tel konulduğu için 2 ay süreyle hastanın parmağını bükmemesi önemlidir. 2 ay sonunda kemik ve tendon iyileşmesi tamamlandığında teller çekilir ve parmak hareketleri için rehabilitasyona başlanır