Skip to main content

Yazar: Bülent Özçelik

El bileği artroskopisi nedir?

El bileği artroskopisi tanımı

El bilek artroskopisi,ince bir kalem kalınlığında olan özel kamera sistemi sayesinde el bilek ekleminin içinin görüntülenerek gerekli müdahalelerin yapıldığı bir cerrahi tekniktir. Bu teknik sayesinde elin üzerinde büyük kesilerin yapıldığı açık ameliyata ihtiyaç duymadan kapalı yöntemlerle el bileğinde ağrıya sebep olan lezyonların tanısın konulması ve tedavisinin yapılması mümkündür. Kapalı yöntemlerle gerçekleştirilmesi nedeniyle el bileğinde kanama olmadan , cerrahi sonrası dönemde hızlı iyileşme imkanı sunan bir yöntemdir.

El bileği artroskopisi hangi rahatsızlıklarda uygulanır?

 El bileği üzerine düşme, el bileği zorlanması ya da  burkulması gibi bir travma sonrası elde   uzun süre devam eden ve tedaviye yanıt vermeyen ağrı, şişlik, güçsüzlük  ya da tıklama, takılma  hissi gibi belirtiler yaşanması durumunda el bilek artroskopisi gerçekleştirilebilir. El bileğinde tanı konulamayan ve geçmeyen ağrı durumunda el bileğindeki yapılar  artroskopi işlemi yapılarak incelenebilir. El bilek artroskopisi, hasarı doğrudan incelemeye ve gerekli müdahaleleri yaparak  onarmaya izin verir.

İlginizi çekebilir

El bileği artrokopisi nasıl yapılır?

İşlem sırasında el bileğiniz üzerinden 1cmden küçük kesiler yapılır. Bu kesilerden eklem içinde özel olarak üretilmiş cerrahi görüntü almayı sağlayan bi kamera gönderilir ve  el bileğinizin içi görüntülenir

 El bileğin içindeki bağlar,  kemikler ve kıkırdak yapılar ile gangliyon, kist gibi oluşumlar incelenir

İncelenen yapılarda herhangi bir sorun olması durumunda yine özel aletler yardımı ile onarım yapılabilir, hasarlı dokla temizlenebilir.

El bileği artrokopisi ne kadar sürer ?

Her hasta için yapılacak müdahale farklı olmakla beraber deneyimli ve uzman bir elde yapılan el bilek artrokopisi ortalama 30 il e60 dakika arasında sürmektedir. El bileğinizdeki yaralanmanın miktarı ve uygulanan işlemlere bağlı olarak bu süre değişkenlik gösterebilir.

  • El bileği artroskopisi riskli bir ameliyat mı?

İnsan vücudu üzerinde gerçekleştirilen tüm cerrahi işlemlerin belirli riskleri bulunmaktadır. Bununla beraber alanında uzman ve el bileği artroskopisi konusunda deneyimli bir cerrah tarafından yapılan işlemlerde komplikasyon gelişme riski son derece düşüktür. Bu noktada önemli olan cerrahi yapacak ekibin benzer müdahaleleri daha önce pek çok kez gerçekleştirmiş , cerrahi uygulanacak merkezinn de  tıbbi cihaz ve teknoloji bakımından yeterli donanıma sahip bir merkez olmasıdır. Bu sayede olası riskler asgari seviyeye indirilir ve el bileği artrokopisi sonrası başarı şansı yükselir.

  • El bileği artroskopisi sonrası ağrı olur mu?

     İşlem sonnrasında anestezinin etkisi azaldıkça elinizde rahatsızlık hissi ile beraber bir miktar ağrı olabilir. Ancak bu durum geçicidir ve  iyileşme sürecinin devam etmesiyle beraber hızla azalır.

  • El bileği artroskopisi sonrası iz kalır mı?

El bileği artrokopisi sırasında cildinizde gerçekleştirilecek kesiler oldukça küçük boyutta olduğundan iyileşme son derece hızlı ve mükemmele yakın bir şekilde tamamlanır. İşlemden birkaç ay sonra cilt üzerinde izleri farketmek neredeyse imkansızdır.

  • El bileği artroskopisi nerede yapılır?

Bu cerrrahi işlem yeterli teknik donanıma ve teknolojiye sahip merkezlerde el bilek artroskopisi konusunda deneyimli hekimler tarafından başarıyla uygulanabilir.

  • El bileği artroskopisi sonrası iyileşme ne zaman olur?

El bileği artroskopisi sırasında tespit edilen yaralanmalar için farklı işlemler gerçekleştirilebilir. Hasarlı kemiklerin, bağların temizlenmesi, eklem içi bağların onarılması, ilithaplı dokuların temizlenmesi gibi farklı işlemler farklı iyileşme süreleri gerektirir. İşlem sonrasında elinizin alçı atel ile bir süre hareketsiz bırakılması gerekebilir.

Dirsek Artrokopisi

Genellikle kol uyuşturularak yapılan , özel kamera ve monitör sistemleri yardımıyla 1 cm de n kçük kesiler kullanılarak dirsek ekleminin ve kemiklerin değerlendirildiği bir  cerrahi prosedürdür.

Tenisçi dirseği olarak da adlandırılan ,lateral epikondilit ,golfçü dirseği olarak da adlandırılan medial epiondilit ,  eklem faresi ya da dirsek eklemi kıkırdak bozuklukları gibi durumlarda dirsek artrokoisi uygulanabilir.

Her hastanın klinik durumuna göre yapılacak müdahaleler farklılık gösterdiğinden net bir süre vermek zordur ancak deneyimli ve uzman bir kişi tarafından yapılan dirsek artroskopileri ortlama 45 60 dakikar arası sürmektedir.

İşlem sonrası genellikle 1 gece hastanede kalmak gerekmektedir.

Taburculuk sonrası genellikle kısa bir süre kol askısı kullanarak günlük rutinlerine dönmeniz mümkün olmaktadır.

Dirsek artrokopisi sonrası ağrı olur mu?

İşlem sonrası cerrahi yapılan bölgede anestezi etkisi geçtikçe bir miktar rahatsızlık hissi ve sızlama olması normaldir. Ancak ağrı durumunuza göre kontrollü olarak verilecek ağrı kesiciler ile rahatlama sağlamak mümkündür.

Dirsek artrokopisi nerede yapıldır?

Dirsek artrokopisi teknik olarak detaylı bir işlem olduğundan yeterli teknolojik altyapıya sahip ameliyathanelerde uzman kişiler tarafından uygulanmalıdır.

Açık cerrahi ile dirsek artroskopisi arasında ne fark var?

Parmak Kırığı

Parmak kemiklerinden birinin veya birkaçı aldığı bir darbe sonrası kırılabilir .Başparmak dışındaki her parmak, üç küçük kemikten (falanks) ,başparmak ise iki kemikten oluşur. Parmak kırıkları, genellikle bir yaralanma veya kuvvetli bir darbe sonucu ortaya çıkar ve kemiklerin düzgün kaynaması için erken tedavi edilmesi önemlidir. Tedavi edilmezse, yanlış kaynama veya hareket kısıtlılığı gibi komplikasyonlar gelişebilir.

Parmak kırığı hangi durumlarda oluşabilir ?

Ellerimiz ve parmaklarımız, günlük hayatta sıkça kullandığımız önemli vücut yapılarıdır. Bu nedenle, günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz büyük veya küçük travmalar, elimizde ve parmağımızda hasar oluşturabilir ve parmaklarımızda kırıklara yol açabilir. Bu tür yaralanmalar, elimizin hem işlevselliği hem de yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Parmak kırığı hakkınde bilgilendirici video

Parmağımda kırık olduğunu nasıl anlarım?

Öncelikle, el, parmak veya başparmakta şiddetli bir ağrı hissedebilirsiniz. Bu ağrı genellikle etkilenen parmağın anormal bir pozisyonda bükülmesiyle birlikte seyreder. Ayrıca, parmakta belirgin bir hassasiyet ve morarma gözlemlenebilir; bu da yaralanmanın ciddiyetini gösterir.

Kırık durumunda, etkilenen parmağın hareket ettirilmesi zorlaşabilir ya da tamamen imkansız hale gelebilir. Bu hareket zorluğu, parmakta hafif veya şiddetli deformitelerle de desteklenebilir. Aynı zamanda, parmakta şişlik ve sertlik hissi de sıklıkla görülür. Hareket sırasında parmakta tıkırtı veya gıcırtı sesleri duyulması, kırık veya tendon yaralanmasının belirtisi olabilir.

Daha ileri aşamalarda, parmakta uyuşma veya karıncalanma hissi de gelişebilir ve bu durum, sinirlerde bir etkilenme olduğunu gösterir. Ağrının elin diğer kısımlarına yayılması da söz konusu olabilir. Son olarak, genel bir zayıflık hissi, parmakların ve elin işlevselliğini etkileyebilir. Eğer bu belirtilerden bir veya birkaçı mevcutsa, bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Kırık tanısının kesinleştirilmesi ve uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesi için uzman değerlendirmesi gereklidir.

Parmak kırılması ile parmak burkulmasının farkı nedir ?

Parmak kırılmasının hemen ardından, bu tür bir yaralanmanın sadece burkulma veya zorlanma olup olmadığı düşünülebilir. Gerçekten de bu bir olasılıktır. Burkulma, parmak bağlarının kısmi yırtılması veya aşırı gerilmesi ile tanımlanırken; zorlanma ise kasların ve tendonların aşırı gerilmesi veya yırtılması durumudur. Örneğin, parmağınızı aşırı geriye (hiperextansiyon) bükmek veya yanlış bir şekilde hareket ettirmek zorlanmalara yol açabilir. Bu iki tür yaralanma, kırıklarla benzer belirtiler gösterebilir. Ancak genellikle, bir parmak kırığı durumunda belirtiler daha belirgin olur.

Kırık parmak, çoğunlukla açık bir deformasyon yani şekil bozukluğu, şiddetli ağrı ve hareket kısıtlılığı ile kendini gösterir. Bu belirtiler, burkulma veya zorlanma ile karıştırılabilse de, kırıkların daha belirgin bir durumu vardır. Dolayısıyla, bir yaralanma sonrasında yaşanan belirtiler, hangi tür yaralanmanın meydana geldiğini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. Eğer belirtiler şiddetli ise, el cerrahisi konusunda uzman bir hekime başvurmak, doğru tanı ve tedavi için gereklidir.

Parmak kırığında hastaneye gelene kadar neler yapabilirim?

Dinlenme esnasında, yaralı elin yastıklar üzerinde yükseltilmesi şişliği azaltmak ve kan akışını optimize etmek amacıyla faydalıdır. Bu basit önlem, iyileşme sürecine olumlu katkıda bulunabilir. Ayrıca yaralı bölgeye aralıklı olarak buz uygulamak hem ağrıyı hem de şişliği önlemeye yardımcı olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta buzun cilde direk temas halinde değil bir bez yada kıyafet üzerinden uygulanması ve uygulamamanın aralıklarla ( her saat başı 3-4 dakika gibi) yapılmasıdır.

Parmak Kırıklarının tedavisi nasıl yapılır?

Parmak kırıkları için tanı, hastanın muayenesi ve röntgen incelemesi sonrasında konur. Elin karmaşık anatomik yapısı nedeniyle, kırık değerlendirmesinde deneyim büyük bir önem taşımaktadır. Bazı durumlarda, tedavi yönteminin belirlenmesinde bilgisayarlı tomografi gibi ileri görüntüleme teknikleri de kullanılabilir.

Çoğu durumda, parmak kırıkları cerrahi müdahale gerektirmeden tedavi edilebilir. Tedavi genellikle atel veya tam alçı ile yerinden oynamamış kırıkların düz bir pozisyonda kalmasını sağlamak amacıyla uygulanır. Ayrıca, bazı hafif yaralanmalarda yan parmağın splint olarak kullanılması yöntemi olan “buddy taping” de tercih edilebilir. Kırık parmağın iyileşme süresi genellikle 3 ila 4 hafta sürmektedir.

Eğer parmak normal pozisyonunu kaybetmişse (dislokasyon), deformitenin düzeltilmesi gereklidir. Bu işlem çoğunlukla lokal anestezi altında gerçekleştirilir; doktor, bölgeyi uyuşturduktan sonra parmağı doğru pozisyona getirmek için manüpülasyon yapar. Ancak, deformite şiddetliyse cerrahi müdahale kaçınılmaz olabilir. Bu durumda, açık bir yara mevcutsa veya kırık parçaları karşı karşıya getirilemiyorsa, cerrahi müdahale gereklidir. Yara açılarak kemik parçaları düzgün bir şekilde konumlandırılır ve sabitlenmesi için plak, vida ve teller gibi internal fikstasyon malzemeleri kullanılır.

Ameliyat sonrası, kırıkların düzgün bir şekilde iyileşmesi ve el fonksiyonunun yeniden kazanılması açısından atel veya alçı kullanımı kritik öneme sahiptir. Tedavi süreci, kırığın yerleşimi ve şiddetine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Parmak Kırığı ne kadar sürede iyileşir?

Parmak kırıkları genellikle altı ila sekiz hafta içinde herhangi bir sorun olmadan iyileşir. Ancak, tamamen iyileşme süreci birkaç ay sürebilir. Bu süreçte, ağrı veya rahatsızlık, sertlik, azalmış güç ve şişlik gibi belirtiler yaşanabilir. Dolayısıyla, kırığın iyileşmesi için gereken süre kişiden kişiye değişebilir ve belirtilerin tamamen geçmesi daha uzun zaman alabilir.

Parmak kırığı sonrası fizyoterapi gerekir mi?

Kırık sonrası fizyoterapi, iyileşme sürecinin en önemli parçalarından biridir. Parmak kırıkları gibi el yaralanmalarında, fizyoterapi, işlevin, gücün ve hareketliliğin geri kazanılmasına odaklanır. İlk iyileşme aşamasından sonra, uzun süreli hareketsizlik nedeniyle ortaya çıkabilecek komplikasyonlar, yani sertlik, kas zayıflığı ve hareket aralığında azalma gibi sorunların üstesinden gelmek için fizyoterapi devreye girer.

Parmakta fizik tedavi egzersizleri

Parmak kırığı sonrası fizyoterapide nelere dikkat etmek gerekir?

Fizyoterapistler, her hastanın özel ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre kişiselleştirilmiş programlar oluşturur. Bu, kırığın türüne, şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna uygun egzersizlerin belirlenmesini sağlar. Bu egzersizler şu şekilde sınıflandırılabilir.

  1. Hareket Aralığını Artırma Egzersizleri: Bu egzersizler, parmak eklemlerinin esnekliğini ve hareketliliğini kademeli olarak artırmayı hedefler.
  2. Güçlendirme Egzersizleri: Yaralı parmak ve el çevresindeki kasların güçlendirilmesine yönelik hedeflenmiş aktiviteler, eklemleri destekleyecek şekilde kasların yeniden güçlenmesini sağlar.
  3. Denge ve Koordinasyon Aktiviteleri: Günlük aktiviteler için gerekli ince motor becerilerin geri kazanılması amacıyla, el-göz koordinasyonunu ve becerikliliği geliştiren egzersizler de programda yer alabilir.
  4. Ağrı Yönetim Teknikleri: Buz, sıcak, ultrason veya elektrik stimülasyonu gibi yöntemler, ağrıyı yönetmek ve iltihabı azaltmak için kullanılabilir.

Parmak kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastamızın görüşleri – 1

Parmak kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastamızın görüşleri-2

Parmak eklem içi kırık sonrası yaylı sistem ile tedavi görüntüleri

Parmak kırığı sonrası eğri kaynama parmakların üst üste gelmesi şikayeti olan hastamızın görüşleri

De Quervain Tendiniti

De Quervain Hastalığı(Tenosinoviti) Nedir ?

De Quervain hastalığı, başparmağı hareket ettiren tendonların—ekstansör pollicis brevis ve abductor pollicis longus—el bileği düzeyinde sıkışması ve iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bir tendinit türüdür. Sıkışma sonrası oluşan iltihaplanma durumu tenosinovit tablosu olarak karşımıza çıkar.Bu durum, el bileği ve başparmakta ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı gibi semptomlarla kendini gösterir.. Hastalığın patofizyolojisi, tendonların geçtiği tünelin (ilk ekstansör kompartman) daralması sonucu gelişmektedir..

Başparmağı yukarı kaldırma ve diğer parmaklardan uzaklaştırma işlevini yerine getiren tendonlar, el bileğinde başparmağın tabanına yakın bir bölgede yer alan bir tünelden geçmektedir. Tünelde meydana gelen kalınlaşmalar ve sertlikler, tendon kılıflarında oluşan ödemle birleşerek, başparmak hareketleri sırasında tendonların tünel içinde kayarak hareket etmesini zorlaştırır. Bu mekanizma, başparmak tabanında ağrıya ve el bileğinde hassasiyet hissine yol açar.

De Quervain Hastalığı-El bileğinde tendon sıkışması

De Quervain Hastalığı Bulguları nelerdir ?

El bileğinin başparmak tarafında ortaya çıkan ağrı, de Quervain hastalığının en belirgin semptomudur. Hastalık genellikle, başparmağı hareket ettirirken ya da el bileğini büküp çevirirken artan ağrı ile kendini gösterir. Bu ağrı genellikle başparmağın tabanına doğru ve yukarıda ön kola yayılım gösterir. Başparmağın kullanıldığı güçlü kavrama eylemleri ve el bileğinin rotasyonel hareketleri sırasında ağrının artması, hastalığın karakteristik bir özelliğidir. Ayrıca, ağrılı bölgede el bileğinde şişlik de gözlemlenebilir.

Bu belirtiler, hastalığın ilerlemesiyle birlikte günlük aktiviteleri etkileyebilir ve hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Özellikle el işleri, yazma veya nesne tutma gibi faaliyetlerde zorluk yaşanabilir.

De Quervain Tenosinoviti

Tanı sürecinde, başparmağın yumruk şeklinde kapatılarak el bileğinin küçük parmak yönünde bükülmesi, ağrının ortaya çıkması açısından tipik bir test ( Finkelstein Testi) olarak kabul edilmektedir. Bu mekanik hareket, de Quervain hastalığının tanısında önemli bir ipucu sunar ve hastalığın varlığını doğrulamak için klinik değerlendirme sürecinde dikkate alınmalıdır.

Finkelstein Testi

Sebepleri Nelerdir?

De Quervain hastalığının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, tekrar eden hareketler ve el bileğinin aşırı kullanımı önemli bir risk faktörüdür.

Çoğunlukla, yeni yapmaya başlanılan zorlayıcı ve tekrarlayıcı hareketler sonrasında görülmektedir. Özellikle yeni annelerde, bebeklerini taşırken elin aldığı pozisyon; hamilelik ve emzirme dönemindeki hormonal dalgalanmaların etkisi, bu durumun ortaya çıkışını kolaylaştırır. Geçirilmiş el bileği kırıkları, travmalar ve alışık olunmayan kilolarla yapılan ağırlık egzersizleri sonrasında da de Quervain tenosinoviti gözlemlenebilir. Bunun yanı sıra romatoid artrit gibi inflamatuar eklem hastalıkları da tendon iltihabını tetikleyebilir.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

De Quervain hastalığının tedavisi konservatif (cerrahi olmayan) ve cerrahi yöntemler olarak iki ana başlık altında incelenebilir.

Konservatif Tedavi

  • İstirahat: El bileği ve başparmağın aşırı kullanımını önlemek için aktivite değişiklikleri önerilir.
  • Splint kullanımı: Bileği ve başparmağı sabitleyen bir atel, tendonların dinlenmesini sağlar.
  • İlaç tedavisi: Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) iltihaplanmayı ve ağrıyı azaltmak için kullanılır.
  • Fizik tedavi: Tendonları güçlendirmek ve esnekliği artırmak için egzersizler uygulanır.
  • Kortikosteroid enjeksiyonları: Enflamasyonu doğrudan azaltmak için tendon kılıfına steroid enjeksiyonu yapılabilir. Steroid bölgedeki inflamasyonu baskılayarak ağrının azalmasını ve tendonların hareketlerinin normal dönmesini sağlar. Genellikle etkili bir tedavi yöntemi olsa da oluşabilecek yan etkiler nedeniyle tekrarlayan dozlarda steroid enjeksiyonlarından kaçınmak gerekir.

De Quervain hastalığı Cerrahi Tedavi Yöntemi

Konservatif tedaviye yanıt vermeyen vakalarda cerrahi tedavi önerilir. Cerrahi işlemde, sıkışan tendonları serbest bırakmak için tendon kılıfı genişletilir veya açılır. Bu işlem, tendonların daha rahat hareket etmesini sağlar ve ağrıyı azaltır. Ameliyat genellikle lokal anestezi altında sadece ilgili bölgenin uyuşturulması ile gerçekleştirilir. Cerrahi şlem sonrası birkaç hafta boyunca el bileği ateli kullanılır. Fizik tedavi ile tam fonksiyonel iyileşme sağlanabilir. ameliyat sonrası erken döenmde parmak hareketlerin oluşan ağrı düzelirken tam iyileşme genellikl 3-4 haftayı bulur.

De Quervain hastalığını nasıl önlerim ?

De Quervain hastalığını önlemek için tekrarlayan el bileği ve başparmak hareketlerinden kaçınmak, ergonomik çalışma koşulları sağlamak ve düzenli olarak el egzersizleri yapmak önemlidir. Ayrıca, el bileğinin aşırı zorlanmasına neden olabilecek aktivitelerde dikkatli olmak da önerilir.

  • Egzersizler: Parmak ve el bileğini güçlendiren germe ve kuvvetlendirme egzersizleri tendon sağlığını korumaya yardımcı olabilir.
  • Düzenli mola verme: Bilgisayar başında uzun süre çalışan veya el bileğini sık kullanan kişiler için düzenli mola vermek önemlidir.
  • Doğru duruş: El bileği ve başparmağı zorlamayacak şekilde doğru duruş ve ergonomi sağlanmalıdır.

De Quervain hastalığı erken teşhis edilirse, tedaviye yanıt genellikle iyi olur ve cerrahi gereksinimi azalmış olur.

DeQuervain Hastalığı( Başparmak Tendon sıkışması) nedeniyle amelyat ettiğimiz hastamızın görüşleri-1

DE Quervain Hastalığı nedeniyle ameliyat ettiğimiz hastamızın görüşleri-2

De Quervain Hastalığı Hakkında Bilgilendirici Video

De Quervain hastalığı hakkında bilgilendirici video- 2

Dupuytren Hastalığı

Dupuytren Hastalığı Nedir?

Dupuytren hastalığı (Dupuytren kontraktürü), avuç içindeki derinin altındaki dokunun (palmar fasyanın) kalınlaşması ve sertleşmesi ile karakterize edilen kronik bir hastalıktır. Bu kalınlaşma zamanla parmakların avuç içine doğru kıvrılmasına (kontraktür) neden olur. Genellikle yüzük ve serçe parmakları etkilenir. Hastalık ilerledikçe parmakların tamamen düzleştirilmesi zorlaşır.

Dupuytren hastalığı nedir ?

Sebepleri Nelerdir?

Dupuytren hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir rol oynadığı düşünülmektedir. Hasatalığa genellikle 40 yaş üzeri erkeklerde rastlanır. Diabet (Şeker) hastalarında görülme sıklığı fazla iken el yaralanmaları ve diğer meslek hastalıkları ile ilişkisi kanıtlanmamıştır. Küçük ve orta parmakta daha sık görülmekle beraber tüm parmakları etkileyebilir.

Dupuytren hastalaığı hakkında bilgilendirme

Bulguları nelerdir ?

Dupuytren hastalığının tipik bulgusu avuç içinde oluşan nodül ve sert ,fibrotik bantlardır. Bu sert yapılar genellikle ağrısız olmakla beraber zaman içinde parmak hareketlerini kısıtlamaktadırlar. Hastalığın ilk belirtileri, avuç içini düz yüzeylere koyarken zorluk çekme ile kendini gösterir. Parmaklarda bükülme arttıkça, günlük aktivitelerde kısıtlanma yaşanır; bu durum el yıkama, el sıkma, eldiven giyme ve nesne tutma gibi basit hareketlerde zorluklara yol açar. Hastalığın ilerleme hızı bireyler arasında farklılık göstermektedir.

Parmakların 70 derece ve üzerindeki bükülme açılarında cerrahi tedavi düşünülmektedir. Cerrahinin amacı, avuç içi ve parmaklara kadar uzanan sertleşmiş fasyanın, damar ve sinir yapıları korunarak tamamen çıkarılmasıdır. Bazı vakalarda, çıkarılan sert bantların ardından deri eksiklikleri meydana gelebilir ve bu eksiklikler, vücudun başka bölgelerinden alınan deri greftleri ile kapatılır. Ameliyat sonrasında uygulanan atel ve fizik tedavi, cerrahi müdahalenin başarısı açısından kritik öneme sahiptir.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Dupuytren hastalığının tedavisi, hastalığın şiddetine ve parmakların hareket kabiliyetine bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında konservatif tedavi, enjeksiyonlar ve cerrahi yöntemler yer alır.

Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?

Başlangıç aşamasındaki hastalarda, eğer fonksiyonlar etkilenmemişse, hasta takip altında tutulur. Avuç içindeki nodüllerin varlığı, parmaklarda herhangi bir bükülme olmaması durumunda tek başına cerrahi müdahale gerektirmez. Bu durumlarda, nodüllerin üzerinden uygulanan steroid enjeksiyonları, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.

  • Takip ve gözlem: Hafif vakalarda, hareket kısıtlılığı oluşana kadar aktif tedaviye gerek duyulmayabilir. Düzenli olarak hastalığın ilerleyip ilerlemediği kontrol edilir.
  • Fizik tedavi: Parmakların esnekliğini artırmaya yönelik egzersizler uygulanabilir, ancak hastalığı tedavi etme konusunda sınırlı etkisi vardır.
  • Splint kullanımı: Parmakları gece boyunca düz tutmaya yardımcı olabilir, ancak uzun vadede hastalığın ilerlemesini durdurmaz.

Cerrahi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hastalığın ilerlemiş olduğu ve parmak hareketinin ciddi şekilde kısıtlandığı vakalarda cerrahi tedavi gerekebilir. Parmakların 70 derece ve üzerindekibükülme açılarında cerrahi tedavi düşünülmektedir. Cerrahinin amacı, avuç içi ve parmaklara kadar uzanan sertleşmiş fasyanın, damar ve sinir yapıları korunarak tamamen çıkarılmasıdır. Bazı vakalarda, çıkarılan sert bantların ardından deri eksiklikleri meydana gelebilir ve bu eksiklikler, vücudun başka bölgelerinden alınan deri greftleri ile kapatılır.

  • Fasiektomi: Kalınlaşmış palmar fasya dokusunun tamamen veya kısmen çıkarılması işlemidir. Bu operasyon, genellikle kontraktürün ileri evrelerinde tercih edilir.
  • Fasiyotomi: Fasyayı keserek gevşetme işlemi yapılır, ancak bu yöntem daha az invaziv olmasına rağmen uzun vadede tekrar etme riski daha yüksektir.
  • Dermofasiektomi: Fasiyal dokunun çıkarılmasının yanı sıra cildin de çıkarıldığı, daha kapsamlı bir cerrahi işlemdir. Tekrar riskini azaltmak için cilt grefti ile örtülür.

Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

Ameliyat sonrasında uygulanan atel ve fizik tedavi, cerrahi müdahalenin başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Parmak hareketlerini geri kazanmak ve kontraktürün tekrarlamasını önlemek için egzersizler yapılmalıdır. Tam iyileşme süresi hastalığın ciddiyetine ve uygulanan cerrahi yönteme göre değişir.

Hastalığı önlemek için neler yapılabilir ?

Dupuytren hastalığını önlemek kesin olarak mümkün olmamakla birlikte, bazı risk faktörlerinden kaçınmak hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Örneğin:

  • Sigara ve alkol tüketiminden kaçınma: Tütün ve alkol tüketimi Dupuytren hastalığıyla ilişkilendirilmiştir, bu nedenle bunları sınırlamak riski azaltabilir.
  • El egzersizleri: Parmakların esnekliğini korumaya yönelik egzersizler, kontraktürün ilerlemesini geciktirebilir.
  • Erken müdahale: Hastalığın erken evrelerinde tedaviye başlamak, kontraktür gelişimini sınırlayabilir.

Dupuytren hastalığının tedavisi, hastanın durumuna ve kontraktürün şiddetine bağlı olarak kişiye özel planlanmalıdır. Erken tanı ve uygun tedavi seçenekleriyle, parmak fonksiyonları korunabilir ve yaşam kalitesi iyileştirilebilir

Du puytren hastalığı nedeniyle tedavi edilen hastamızın görüşleri

El bileği bağ kopması

El bileği parmaklar ve el bileği arasında geçiş rolü üstlenen ve 8 tane küçük kemikten oluşan bir yapıya sahiptir. Hareketler sırasında bu kemiklerin uygun pozisyonlarda tutulabilmesini sağlayan bağlarla birbirlerine bağlanırlar.

El bileği bağ yaralanmaları genelde el bileği üzerine düşme veya çeşitli aktiviteler sırasında oluşan travmalar ile oluşur. Travma sonrasında genelde el bileği şişer bazen morarma oluşabilir. Genellikle hareket sırasında ağrı vardır.

Çıkık ve kırıkla beraber bağ yaralanmaları oluşabileceği gibi kırık oluşmadan da bağ yaralanması saptanabilir.

Genellikle kırık olmadan oluşan bağ yaralanmaları dikkate alınamaz ve ilerde daha ciddi problemlere yol açar.

El bileğinde en çok hasara uğrayan el bileğindeki kemikler arasında ana koordinasyonunu sağlayan bağlardan biri olan Skafolunat ligament adı verilen bağdır.

Bu bağ el bileği kemiklerinden skafoid ve lunat kemik arasında yer alır. Bu bağın yaralanması genellikle el bileği açık pozisyonda düşme sonucu gerçekleşir. İlk dönemlerde çekilen röntgen görüntülerinden çoğunlukla kırık gözükmez. Hasarlanmasında el bileği kemiklerinin pozisyonları değişir ve ileriki dönemlerde el bileğinin devamlı ağrılarının oluşumu görülebilir. El bileği kemikleri arasındaki diğer bağlarda yaralanma daha nadirdir. Küçük travmalarda bağ yaralanması genelde gerilme veya bir kısmının kopması tarzında olur. Daha ağır travmalarda ise tam kopma oluşur.

El bileği bağ kopması nasıl anlaşılır ?

Muayene sırasında el bileği başparmak tarafında hassasiyet saptanır. Bazen el bileği hareketleri sırasında anormal sesler mevcuttur. Genellikle eli bir yere yaslayıp kalkmaya çalışırken el bileğinde ağrı , ses ya da takılma hissi oluşur. Özellikle el bileğinin orta kısmı üzerinde ve el bileğini çevirme ve yukarı kaldırma hareketi sırasında ağrı olabilir. Röntgen incelemesi yapılarak el bileği kemikleri arasındaki dizilim ve pozisyon değişimleri incelenir. MR görüntülemesi ve bilgisayarlı tomografi tetkiklerinin yapılması tanı için gereklidir. 6 aydan uzun süren el bileği ağrılarında bağ yaralanması ihtimali mutlaka düşünülmelidir.

El bileği bağ kopması tedavisi nasıl yapılır?

Tedavi el bileği ateli kullanımından cerrahiye kadar uzanan çeşitlilik gösterir. El bileği artroskopisi el bileği üzerinden küçük iki adet delik açılarak bir tanesinden kamera ikincisinden özel yapılmış aletler ile girilerek el bileği içyapılarının incelenmesidir. El bileği artoskopisi el bileği bağ yaralanması düşünülen hastalara yapılması gereken bir incelemedir. El bileği artoskopisi ile tedavi edilebilen durumların çözümü sağlanabilir.

Kamera ile görüntüleme yapılıp bağ yaralanması tespit edildiğinde bağın yırtık olan kısmı uygun şekilde onarılabilir ; eklem içinde var olan diğer patolojiler belirlenip tedavi uygulanabilir.

Artroskopik cerahi sonrası bazı hastalara açık cerrahi girişim yapılmasına karar verilebilir. Açık cerrahi sırasında pin, vida tatbiki veya çeşitli yöntemler ile bağ tamiri yapılabilir.

Uzun süre önce oluşmuş ve artık el bileği kemiklerinde belirgin yer değişiklikleri oluşmuş devamlı el bileği ağrısı ile başvuran hastalarda önce artroskopik olarak kıkırdak hasarının oluşup oluşmadığına, bağın ne derecede yaralı olduğuna ve kemiklerin pozisyonuna bakılır.

Yine tedavide belirtilerin hafifletilmesi için el bileği ateli ve ağrı kesici ilaç tedavileri uygulanabilir. Cerrahi olarak pin, vida tatbik edilebilir, başka yerden alınan bağlar yardımı ile çok çeşitli bağ onarımları yapılabilir. El bileği kemiklerinin bir kısmının birbiri ile dondurulması( birleştirilmesi) önemli tedavi seçeneklerindendir. Eğer kıkırdak hasarlanması var ise veya daha önce yapılan tedaviler başarısız olmuş ise el bileğinin tamamen dondurulması, üst sıra kemiklerin çıkarılması (proksimal row karpektomi), veya son yıllarda geliştirilen ve uygulanmaya başlayan el bileği protezleri tedavi seçenekleri arasındadır. Hastalığın bu evrelere gelmemesini sağlamak için erken evrelerde mutlaka tedavinin doğru şekilde yapılması gerekmektedir.

El bileği bağ yaralanmaları

El bileği bağ kopması ameliyatı sonrası neler yapılmalıdır ?

Ameliyat genellikle koltuk altı( aksiller ) bölgeden yapılan anestezi ile yapılır .Kapalı sistemler ( artroskoik yöntem) ile yapılan ameliyatlarla bağ kopmalarının tamamı düzeltilebilir. Bu sayede ameliyat sonrası kısa süre hastanede kaldıktan sonra taburcu olmak mümkün olur. Ameliyat sırasında yapılan işleme göre elinize 4- 6 hafta süreyle alçı uygulaması yapılabilir.

Hipoplastik Baş parmak (Az gelişmiş veya Gelişmemiş Başparmak)

Hipoplastik baş parmak doğumsal olarak başparmakta gelişme geriliği durumudur. Başparmak hipoplazisi; gelişme geriliği kas ve kemik eksiklikleri açısından farklı seviyelerde olabilir. Başparmak aplazisi ise başparmağın mevcut olmamasıdır. Bu duruma önkol kemik ve yumuşak doku yapılarında eksiklik de eşlik edebilir. Her 100.000 canlı doğumda bir başparmak hipoplazisi görülmektedir. Erkek ve kız çocuklarda eşit derecede görülür. Hipoplastik başparmak olan hastaların yaklaşık %60’ında her iki elde de anomali görülme olasılığı mevcuttur. Hipoplastik başparmağı olan çocuklarda kardiyovasküler, nörolojik ve hematopoetik sistem ilişkili hastalıkların görülme olasılığı vardır.

Hİpoplastik Baş parmak Nedir ?

Tanı nasıl konulur ?

Hastanın tanı alması başparmak yokluğunun derecesine ve ilişkili olabilecek sendromların varlığına bağlıdır. Doğumsal başparmak yokluğuna önkol kemiğinde eksiklik ve radyal deviasyon eşlik etmesi tanı almasını hızlandırabilir. Hafif gelişme geriliği olup doktora başvurmayan hastalar çocukluk veya yetişkinlik çağında tanı alabilmektedir. Bu durum; çocuk büyüdükçe aktivitelerinin daha kompleks hale gelmesi nedeniyle hafif derecedeki gelişme geriliklerinin farkedilebilir hale gelmesiyle açıklanabilir. Hastaların başparmak hipoplazisi ile bağlantılı olabilecek Fankoni anemisi başta olmak üzere VACTERL sendromu, Holt-Oram Sendromu, CHARGE sendromu gibi hastalıklar açısından araştırılması gerekir. Hastaların fiziksel muayenesi sonrasında el, bilek ve önkol röntgeni çekilir ve kemikteki uzunluk, stabilite, eklem açıları ve içerik konusunda bilgi sahibi olunur.

Hipoplastik Başparmak (Az gelişmiş veya Gelişimemiş Başparmak) Sınıflaması

Genel olarak beş tip başparmak hipoplazisi vardır; başparmak hipoplazisi sınıflaması ilk olarak Muller tarafından tanımlanmış ve Blauth, Buck-Gramcko ve Manske tarafından geliştirilmiştir.

Tip 1: Hafif hipoplazi (az gelişme) durumudur, çoğunlukla fonksiyon kısıtlılık olmaz.

Tip 2: Tenar kasların eksikliği, başparmak ve işaret parmağı arasındaki webin (boşluğun) daralması durumlarının birlikte görülmesidir.

Tip 3: Tenar kas eksikliğine tendon (kas kirişi) yokluğuna, iskelet anomalilerinin ve kemik eksikliklerinin eşlik etmesidir.

Tip 4: Yüzen başparmak tek bir damar-sinir paketi ile bağlıdır. Tendon ve kas yapıları mevcut değildir.

Tip 5: Başparmağın tam yokluğudur.

Başparmak Gelişmemesinin Sebebi Nedir?

Embriyolojik (bebeğin anne karnındaki gelişim dönemi) dönemde, başparmak gelişimi beş ila sekizinci haftada olur. Bu süreçteki bir defekt veya eksikliğe bağlı olarak geliştiği öngörülmektedir fakat sebebi henüz tam olarak açıklanamamıştır. Genelde radyal (başparmak) tarafta eksiklik olarak bilinen radyal club hand ile veya VACTERL sekansı/Fankoni sendromu gibi hastalıkların bir parçası olarak görülür.

Tedavi ne zaman önerilir?

Hastanın genel anestezi almasına engel bir sağlık durumu mevcut değilse, 6. Aydan itibaren ameliyatlara başlanabilir. Geç kalınan operasyonlarda hastanın rekonstrüksiyon sonrasında başparmak kullanımını öğrenip adapte olması daha zor olmaktadır.

Tedavi Amaçları Nelerdir ?

  • Başparmak eklemlerine denge kazandırmak
  • Ekstansör / fleksör tendon mekanizmalarının dengeli bir şekilde çalışması
  • Eklem hareket açıklığının sağlanması
  • Başparmağın tüm parmaklara temas etme (opozisyon) hareketinin sağlanması
  • Kaba ve ince kavrama hareketlerinin sağlanması
  • Sağlıklı bir başparmağa benzer estetik görünüm elde etmek

Doğumsal parmak eksikliklerinde tedavi planlaması nasıl yapılmalı

Tedavisi nedir?

Tedavi başparmak yokluğunun derecesine bağlıdır. Hafif başparmak hipoplazisinde eklem instabilitesi mevcutsa eklem destekleyici bağların rekonstrükte edilmesi gerekir. Kollateral (eklem destekleyici) bağlar tendon transferi yapılarak yeniden oluşturulur ve eklemler teller ile sabitlenir.

  Eğer başparmak mevcut fakat hipoplazi daha az şiddetli ise ve fonksiyonel olarak bir kısıtlılık mevcutsa başparmak rekonstrüksiyonu yapılabilir. Başparmak rekonstrüksiyonu operasyonu ihtiyaca göre parmaktaki bağların onarılması, tendon transferi yapılması ve başparmak ve işaret parmağı arasındaki darlıkların Z plasti gibi operasyonlarla açılmasını kapsar. Böylelikle en büyük fonksiyonel deformite olan başparmağın tüm parmaklara temas edebilmesi özelliğinin eksikliği (opozisyon) hastaya geri kazandırılır.

  Başparmağın tam yokluğunda ise, polisizasyon operasyonu yapılarak işaret parmağındaki damar/sinir, büyüme plağı, kemik ve tendon yapıları transfer edilir bunun sonucunda işaret parmağı başparmak görevi görür. Böylece kavrama hareketleri ve opozisyon sağlanmış olur.

Başparmak eksikliği nedeni ile parmak nakli polisizasyon

Tedavi sonrası dikkat edilecek durumlar nelerdir?

Operasyon sonrası hastalar düzenli olarak kontrollere çağırılıp yara yeri pansumanı antibiyotikli pomatlarla yapılmaktadır. Polisizasyon (parmak nakli) operasyonunda nakil edilen kemiğin tellerle tespiti yapılmaktadadır ve hastalar atel ile takip edilmektedir.  Operasyon sonrası 4-6. Haftalar arasında hastanın röntgeni çekilip kemikteki iyileşme durumuna bakılarak K-telleri çıkarılmaktadır.

Operasyon sonrası süreç fizik tedavi ile desteklenmeli, hastaların günlük aktivitelerinde parmaklarının kullanımı teşvik edilmeli, kaba/ince kavrama ve opozisyon (başparmağın diğer parmaklara temas ettirilmesi) hareketleri üzerine çalışılmalıdır. Başparmağın fizik tedavi ile maksimum kullanımı; beyin ve sinir sisteminin yeni nakledilen parmağa adapte olmasını sağlar ve böylelikle ince hareketler yapılabilir.

Operasyon sonrasında karşılaşılabileceğimiz komplikasyonlar nelerdir ?

Polisizasyon sonrasında birinci ve ikinci parmaklar arasındaki boşlukta kontraktür/darlık olması, başparmakta malrotasyon (açı ve görünüm kusuru) veya opozisyon (başparmağın tüm parmaklara temas ettirilmesi) hareketindeki eksikler olabilir. Bu komplikasyonların tümü ikincil bir operasyonla çözülebilmektedir.

Baş parmak gelişme bozukluğu nedeni ile parmak nakli yapılan hastanın ebeveyn görüşleri-1

Baş parmak yokluğu nedeni ile parmak nakli yapılan hastanın ebeveyn görüşleri-2

Prof Dr. İsmail Bülent Özçelik – Başparmak Gelişme Bozukluğu olan hastalara ait sunum

Makrodaktili

Makrodaktili Nedir ?

Doğumsal olarak ayakta ve elde parmakların gereğinden fazla büyümesi durumudur. Tüm el anomalileri içerisinde yaklaşık %1 olarak görülen nadir bir hastalıktır. Parmaktaki büyüme ve genişleme kas, kemik, sinir, damar ve fibroadipoz doku gibi tüm yapıları içerebilir. Neredeyse tüm makrodaktililer lipomatozis (yağ dokuda anormal artış) ile ilişkilidir. İşaret parmağı ve orta parmak en sık tutulan parmaklardır. Genelde tek taraflı görülür. Fakat etkilenen elde yaklaşık %70 oranında 1’den fazla parmak etkilenir.

Tanısı Nasıl Konur?

Doğum sonrası yapılan yenidoğan fizik muayenesinde çoğunlukla patolojik  parmakta diğerlerine göre asimetrik görünüm saptanır. Parmak yağlı, kalın bir yumuşak dokuya sahiptir ve bu sebeple eklem hareket açıklığı azalmıştır. Kemik ve yumuşak doku içeriğini ve boyutunu araştırmak açısından röntgen çekilir. MR ve BT görüntülemeleri ile periferik sinirlerde yağ infiltrasyonu, vasküler malformasyonlar veya anormal kas varlığını saptanabilir. Sendrom varlığı, genetik hastalıkların ve diğer sistemik anomalilerin araştırılması için pediatri ve genetik uzmanı tarafından muayene önerilir.

Makrodaktili nedir ?

Makrodaktili (Büyük Parmak) Sebebi nedir? Hangi durumlarda görülür?

Makrodaktili nadir görülen, sebebi hala tam olarak bilinmeyen bir doğumsal anomalidir. Sebebi büyümeyi ve protein üretimini sağlayan hücrelerdeki aşırı uyarılma olarak düşünülmektedir. Doğumsal ve genetik bir hastalık olduğu ve ailesel geçişin olmadığı öngörülmektedir. Genetik araştırmalar PIK3CA genindeki mutasyonun makrodaktiliye sebep olduğunu göstermektedir.

Aşırı büyüme sendromları: PIK3CA-ilişkili Aşırı Büyüme Spekturumu (PROS),

Hemihiperplazi ve Multipl Lipomatozis (HHML), konjenital lipomatöz büyüme, vasküler malformasyonlar, epidermal nevüs, skolyoz ve spinal deformite  (CLOVES) sendromu, Megalensefalkapiller malformasyon(MCAP), Displastik Megalensefali(DMEG),

Proteus sendromu, PTEN hamartom tümör sendromu (PHTS), Tip II segmental Cowden sendromu, Epidermal nevus sendromu, Neurofibromatosis tip I (NF I), Parkes-Weber sendromu, Klippel-Trenaunay Sendromu, Maffucci sendromu

Makrodaktili (Büyük Parmak) Sınıflaması

Statik (Sabit) tip: Doğumda mevcuttur, diğer parmaklara doğru orantıda büyür.

İlerleyici Tip: Doğumda farkedilecek seviyede değildir, yaş ilerledikçe parmaktaki hacim artışı agresif ilerlemektedir.

Flatt Sınıflaması

Tip I Lipofibromatoz

Tip II Nörofibromatozis

Tip III Poliostatik

Tip IV Hemihipertrofi

Makrodaktili (Büyük Parmak) ne zaman tedavi edilir?

Hastaların semptomları doğumdan itibaren veya yaşamın ilerleyen evrelerinde ortaya çıkabilir. Doğumsal olan vakalarda 1 yaş civarına kadar beklenir.

Makrodaktili (Büyük Parmak) hastalarında tedavi amaçları nelerdir?

  • Asimetrik büyüme olan parmağı estetik açıdan diğer parmaklara benzer görünüme getirmek
  • Deviasyon veya hareket kısıtlılığını düzeltmek
  • Sinir sıkışması olan hastalarda dekompresyon

Makrodaktili (Büyük Parmak) Cerrahi Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Tedavi hastadaki doku büyümesinin derecesine, içeriğine ve lokasyonuna bağlıdır. Statik (Sabit) tip için artrodez, progresif tip için amputasyon düşünülebilmektedir. Parmakta volar yüzde ve pulpada yağlı dokuda aşırı artış mevcutsa eliptik insizyonlarla fazla dokular çıkarılabilir. Osseöz (kemikte) fazla büyüme durumunun ağrı ve fonksiyon kısıtlılığına neden olan hastalarda kemikte kısaltma, eklem dondurma veya ihtiyaç durumunda ray amputasyon ameliyatları ile kozmetik ve fonksiyonellik açısından memnun edici sonuçlar elde edilebilir. Tırnak deformiteleri için damarlı tırnak greftleri kullanılabilir. Tatmin edici sonuçlara ulaşabilmek için bazı vakalarda birden fazla aşamalı operasyonlar gerekebilmektedir. Sinir ve damar basılarında dekompresyon ameliyatları gerekebilir. Örneğin median sinir kompresyonu Karpal Tünel serbestleme cerrahisi ile tedavi edilebilir.

Erken tedavi edilmezse; çalışmalarda parmaklarda ankiloz (eklem oynaklığında azalma) gibi kemik değişiklikleri, yeni patolojik kemik oluşumları, dokularda farklı seviyelerde dejenerasyon gelişerek fonksiyonel bozukluklara sebep olduğu gösterilmiştir.

Operasyon sonrasında hareket açıklığını sağlamak ve fonksiyonelliği optimize etmek için fizik tedavi önerilir.

Cerrahi Dışı Tedavi Seçenekleri Nelerdir? (Konservatif)

Uzuvların düzenli olarak çap ve boy ölçüleri alınmalıdır ve muayene edilmelidir. Sinir sıkışması bulgusu olan hastaların EMG ile tanı ve takibi yapılabilir.

Ayakta Makrodaktili Görülür mü? (Büyük Parmak)

Ayakta makrodaktili görülme sıklığı, elde görülme sıklığından daha düşüktür ve çoğunlukla sinir dokuları etkilenmemiştir. İkinci ve üçüncü parmaklarda daha sık görülmekle birlikte, hastaların yaklaşık %50’sinde metatarsal kemiklerde de görülür. Ayakta makrodaktili tedavisinin amacı; hastaya kozmetik olarak kabul edilebilir bir görünüm kazandırmak, ayakkabı giyerken sorun yaşamamasını sağlamak ve ağrı varsa bu durumu ortadan kaldırmaktır. Fazla büyüyen yumuşak dokunun alınması, gerekirse kemikte de düzeltmeler yapılması planlanır. Tedavi edilmemiş geç dönemde ameliyat planlanan vakalarda, osteoartrit (kemik iltihaplanması) ve sinir/damar yapılarındaki baskının da tedavi edilmesi gerekir.

Makrodaktili nedeniyle opere edilen hastamızın görüşleri -1

Makrodaktili nedeniyle opere edilen hastamızın görüşleri -2

Lateral Epikondilit

Lateral Epikondilit Nedir?

Lateral epikondilit, halk arasında tenisçi dirseği olarak bilinen, dirseğin dış tarafında meydana gelen ağrı ve hassasiyeti tanımlayan bir durumdur. Dirseğin dış kısmındaki lateral epikondil olarak adlandırılan çıkıntıya el bileğimizi stabilize etmek ve yukarı doğru (avuç içinin aksi yönüne) kaldırmak ile görevli kaslarımız olan ekstensor kas ve tendonlar yapılır. Bu kas ve tendonlarda yaşanan dejenerasyon veya mikro yırtıklar nedeniyle dirsek gölgesinde ağrı oluşur. Özellikle extensor carpi radialis brevis (ECRB) tendonu bu durumdan etkilenmektedir. ECRB tendonu, bileği ve parmakları uzatmakla görevli olan kas grubuna bağlanır ve tekrarlayan hareketler sonucunda zorlanır.

Lateral epikondilit-tenisçi dirseği

Lateral Epikondilit Sebepleri Nelerdir?

Lateral epikondilit genellikle tekrarlayan hareketler ve aşırı kullanım nedeniyle ortaya çıkar. Sıkça görülen sebepler şunlardır:

  • Spor Etkinlikleri: Tenis gibi raket sporlarında sık tekrar eden hareketler, özellikle forehand vuruşları sırasında bu duruma yol açabilir.
  • Mesleki Aktiviteler: Marangozlar, tesisatçılar, boyacılar ve diğer el işleriyle uğraşan kişiler, ellerini ve kollarını sıkça kullanarak benzer sorunları yaşayabilirler.
  • Yanlış Teknik: Spor yaparken veya fiziksel işler yaparken uygun teknik ve ekipman kullanılmaması da riski artırabilir.

Lateral Epikondilit Belirtileri Nedir?

Lateral epikondilit genellikle yavaş bir başlangıç gösterir ve belirtiler zamanla ağırlaşır. Sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Ağrı: Dirseğin dış kısmında yanma veya ağrı hissi, özellikle ağırlık kaldırma veya kavrama gibi hareketlerle artabilir.
  • Zayıf Kavrama: Elin kavrama gücünde azalma yaşanabilir.
  • Gece Ağrıları: Ağrı gece uyku sırasında da hissedilebilir.
  • Hassasiyet: Dirseğin dış tarafında dokunma ile artan hassasiyet.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?

Tedavi genellikle ilk aşamada konservatif yaklaşımlar içerir:

  • Dinlenme: Ağrıyı artıran hareketlerden kaçınılması ve dinlenme süresi verilmesi önemlidir.
  • İlaçlar: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler), ağrıyı ve iltihabı azaltmak için kullanılabilir.
  • Fizik Tedavi: Egzersizler, ısıtma uygulamaları ve ultrason tedavisi, kas ve tendonların iyileşmesine yardımcı olabilir.
  • Destekleyici Bandajlar: Özel bandajlar, dirsekteki baskıyı azaltarak iyileşmeyi destekler.
  • Steroid Enjeksiyonları: İltihap ve ağrıyı azaltmak için belirli durumlarda steroid enjeksiyonları uygulanabilir.

Cerrahi Yöntemlerle Tedavi Nasıl Olur ?

Konservatif tedavi yöntemleriyle iyileşme sağlanamayan hastalarda, yaklaşık 4-6 ay süren tedavi sürecinin ardından cerrahi müdahale gerekli olabilir. Cerrahi işlemde, hasar gören tendon ve kas dokuları temizlenir. Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde fiziksel terapi önerilir.

Lateral epikondilit tekrarlar mı

Önleme ve Sağlık

Lateral epikondilitin önlenmesi ve sağlıklı kalınması için:

  • Doğru Teknik ve Ekipman: Spor yaparken ve fiziksel işlerde doğru teknik ve uygun ekipman kullanımı önemlidir.
  • Güçlendirme Egzersizleri: Kasların güçlendirilmesi ve esnekliğin artırılması, rahatsızlık riskini azaltabilir.
  • Dinlenme: Yoğun aktiviteler arasında yeterli dinlenme süresi sağlanmalıdır.

Lateral epikondilit, yaşam kalitesini etkileyen bir durumdur. Ancak, doğru tedavi ve önlemlerle ağrı yönetilebilir ve iyileşme sağlanabilir.

Lateral epikondilit tedavisi yaptığımız hastamızın görüşleri

Konjenital El Anomalileri

Konjenital El Anomalileri

Üst gövdenin anomalileri tüm canlı doğumların yaklaşık %1-2’sinde görülür. En sık görülen anomaliler  sindaktili, polidaktili ve kamptodaktili’dir. Bu anomaliler sıklıkla kalp hastalıkları, hematopoetik sistem hastalıkları ve çeşitli tümörler ile ilişkilidir. Embriyogenez olarak adlandırılan bebeğin gelişim ve farklılaşma sürecinde aksama olması sebebiyle el  parmaklarda çeşitli anomaliler görülebilir. Bu anomaliler genetik, çevresel (ilaç maruziyeti vs.) nedenli veya sporadik olabilir.

DOĞUMSAL EL ANOMALİLERİNİN SINIFLAMASI VE EN SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR

Radial Club Hand : Anne karnındayken önkol, el veya parmakların oluşum sürecinde bir sorun mevcut ise parmakta ve bazı kemiklerde tam veya kısmi yokluk görülebilir.

Sindaktili: Parmağı oluşturan yapılar birbirinden ayrılmamıştır. Parmaklar yapışık haldedir.

Polidaktili : Fazladan parmak olması durumudur.

Makrodaktili: Parmakların normalden fazla büyümesidir. Simbrakidaktili ve Başparmak Hipoplazisi: Parmakta gelişme geriliği olmasıdır. Birçok genetik sendromda görülebilir

SİNDAKTİLİ NEDİR?

Parmaklarda yumuşak doku ve/veya kemik yapılarında yapışıklık olarak tanımlanmaktadır. Yaklaşık 3000 doğumda 1 görülür ve %50 çift taraflıdır. Poland ve Apert sendromlarında görülen durumlardan biridir. En sık orta parmak ve yüzük parmağı, ikinci sıklıkta ise yüzük parmağı ve küçük parmak arasında  görülür.

Basit sindaktili:Sadece deri birleşiktir

Kompleks sindaktili:Hem kemik hem de deride birleşme görülür.

Komplet sindaktili:Parmağın tüm uzunluğu boyunca birleşme vardır

İnkomplet sindaktili: Parmakta tırnak kıvrımını içermeyen birleşme şeklindedir.

Apert sendromunda görülen sindaktili çoklu parmakları ilgilendiren komplike  sindaktili olarak adlandırılır.

SİNDAKTİLİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Tedavide; estetik görünüm elde ederek anatomik olarak benzer bir parmak aralığı oluşturmak, işlevsel bozuklukların ve gelişme geriliğinin önüne geçmek, fonksiyonellik kazandırmak önemlidir. Serbestleme ameliyatı yaşamın 12-18. Aylarında önerilir fakat büyüme kısıtlılığı, asimetrik büyüme, rotasyon ve fonksiyonel deformiteler gelişebilecek durumlarda 3-6. Aylarda operasyon düşünülmelidir. Cerrahi planlamasında parmakların yüzeylerini serbestleyerek, dış görümümü yeniden düzenlemek için iç içe geçen deri üçgenleri planlanır ve tam kapama için sıklıkla kasıktan deri grefti alınır.

POLİDAKTİLİ NEDİR?

Parmakların duplikasyonu olarak tanımlanmaktadır, elde fazladan bir parmak mevcuttur. Yüzük parmağı en sık duplike olan parmaktır ve sindaktili bu duruma eşlik edebilir.

POLİDAKTİLİ NASIL TEDAVİ EDİLİR.

Cerrahi genellikle iki parmakta kıstırma veya ilerleyici bir deviasyon başlamadan yaklaşık 9-15. Aylarda yapılabilir. İşlevsel olarak kısıtlılığa sebep olan fazlalık parmağın rezeksiyonu planlanmalıdır, eklem stabilitesindeki bağlar tamir edilerek işlevsellik ve estetik görünüm kazandırılır.

SİMBRAKİDAKTİLİ

Parmaklar kısa ve az gelişmiştir. Parmaklarda eksiklik veya yapışıklıklar görülebilir. Sıklıkla diğer anomaliler de (sindaktili, kamptodaktili, Poland ve Apert sendromu) eşlik eder. Cerrahinin planlanması parmakların kısalık derecesine ve başparmağın var olup olmamasına bağlıdır. Parmağa kavrama ve kıstırma hareketlerini kazandırmak amacıyla uzatma planlanarak osteotomi ve kemik greftlemesi yapılabilir.

MAKRODAKTİLİ

Parmakta tüm yapıların genel bir büyüme halinde olması, parmak yapılarında orantısız bir hacim artışıdır. En çok işaret parmağı sonrasında ise orta parmak ve başparmak etkilenmektedir. Genelde ilerleyici, katılık ve orantısız büyüme ile giden bir doğumsal anomalidir. Cerrahide amaç hem parmak fonksiyonunun kazandırılması veya düzeltilmesi hem de çocuğun sosyal yaşantısını etkilemeyecek görünümde bir parmak oluşturulmasıdır. Tedavi deformiteye göre planlanarak hacim azaltılması, parmağın kısaltışması, osteotomi gibi operasayonlar yapılabilir.

YARIK EL

Merkezi el bileşenlerinde kemik ve yumuşak dokuda uzunlamasına oluşan eksiklik olarak tanımlanmaktadır. Tipik olarak orta parmağın ve metakarpın gelişiminde başarısızlık mevcuttur ve bunun sonucunda gelişen V harfi şeklinde bir şekil bozukluğu oluşur. Yarık ellerde sindaktili, polidaktili ve yatay kemikler mevcut olabilir.

Deformite ilerledikçe kötüleşeceğinden hastalar bir yaşına kadar tedavi edilmelidir. Parmaklara işlevsellik ve iyi görünüm kazandırmak amacıyla yatay kemik çıkarılması, sindaktili serbestleştirilmesi ve yarık kapatılması ameliyatları yapılabilir.

AMNİYOTİK BAND SENDROMU  (DARALTICI HALKA SENDROMU)

Amniyon zarının bütünlüğünde bozulma, amniyon bantlarının oluşması sonucunda ekstremite ve parmaklarda  daralma olarak tanımlanır. Prematüre, düşük doğum ağırlığı (2500 gr >), annede ilaç maruziyeti ve travma bu sendromun oluşumu için risk faktörlerindendir. İşaret parmağı ve orta parmak sık etkilenenlerdendir. Fonksiyonellik, görünüm ve kaba/ince kavrama için parmaklar serbestlenmelidir. Acil bir durum yoksa 3. aya kadar beklenebilir fakat uzuvda dolaşım problemi ve lenfödem görülen vakalarda acil serbestleme gerekir. Daraltıcı halka Z plasti ve W plasti gibi yöntemlerle serbestleştirilir.

BAŞPARMAK HİPOPLAZİSİ

Başparmağın mevcut olmaması veya az gelişmiş olması olarak tanımlanır. Bu duruma önkol kemik ve yumuşak doku yapılarında eksiklik de eşlik edebilir. Vakaların %50’sinde her iki el de etkilenir. Hipoplastik başparmağı olan çocuklarda kardiyovasküler, nörolojik ve hematopoetik sistem ilişkili hastalıkların görülme olasılığı vardır.

Tedavide başparmağa işlev ve ekleme denge kazandırırken, görünüm olarak da kabul edilebilir bir parmağa ulaşmaktır. Cerrahi tedavi başparmak yokluğunun  derecesine bağlıdır. Zayıf ve dengesiz ekleme sahip olan, kasların güçsüz olduğu başparmakta bu yapıların rekonstrüksiyonu yapılmalıdır, başparmak ve ikinci parmak arasındaki ağda darlık varsa serbestlenmelidir. Kaslarda ve eklemde ciddi gelişim bozukluğu, yüzen başparmak veya başparmağın tam yokluğu durumlarında polisizasyon (elin diğer parmaklarından başparmak oluşturma) operasyonu gereklidir.

KAMPTODAKTİLİ

Parmakta eklem hareket açısının azalması ve bükülme izlenir. PIF eklemde doğumsal fleksiyon kontraktürüdür. En yaygın olarak yüzük parmağı veya küçük parmaklar tutulur. Basit tip ve kompleks tip olarak ikiye ayrılır. Basit tipte sadece fleksiyon kontraktürü mevcut iken kompleks tipe klinodaktili veya sindaktili gibi deformiteler eşlik eder.

TEDAVİ NE ZAMAN VE NASIL YAPILIR?

3 yaş öncesinde eklemde germe egzersizleri ve atelleme olumlu sonuçlar verebilmektedir. Şekil bozukluğu, 30 dereceden fazla fleksiyon kontraktürü günlük ihtiyaçları ve aktiviteleri bozacak seviyede olan durumlarda; ciltte z plasti,greftleme, tenotomi  ve tenoliz (kas kirişinde serbestleme) operasyonu gerekir.

POLİDAKTİLİ

POLİDAKTİLİ (FAZLA PARMAK) NEDİR?

Parmakların duplikasyonu yani elde ya da ayakta fazladan parmak olmasına polidaktili adı verilir. Yunancada birden fazla anlamına gelen ‘Poly’ ve parmak anlamına gelen ‘Dactylos’ kelimelerinden türetilmiştir. Yüzük parmağı en sık duplike olan parmaktır ve sindaktili (yapışık parmaklılık) bu duruma eşlik edebilir. Fazladan olan parmak sadece yumuşak doku, yumuşak doku/kemik ve yumuşak doku/kemik/tendon/eklem yapılarını içerebilir. Erkek ve kız çocuklarda eşit sıklıkta görülür.

SEBEBİ NEDİR VE HANGİ DURUMLARDA GÖRÜLÜR?

Bebeğin anne rahmindeki gelişimi esnasında parmaklar bir tomurcuktan gelişerek birbirlerinden ayrılırlar. Polidaktili (Fazla Parmak) bu süreçte ayrılmanın gereğinden fazla derecede olması veya fazladan bir segment oluşması nedeniyle gelişir. Ailesel veya çevresel faktörler fetal ekstremitede malformasyon ile sonuçlanabilir.  Ailesel geçişli polidaktilide gen mutasyonları rol oynarken; hematopoetik sistem hastalıkları (Kalıtsal Anemiler), Trizomiler, Down sendromu gibi çeşitli sendromlar bu duruma eşlik edebilir.  Ailesel olmayan ve çevresel etkenlere bağlı gelişen polidaktilide; annede diyabet olması, epilepsi hikayesi, talidomid maruziyeti öyküsü ve düşük doğum ağırlığı risk faktörleri arasındadır.

Polidaktili

POLİDAKTİLİ (FAZLA PARMAK) TİPLERİ NELERDİR?

  • Preaksiyel (Radyal) Polidaktili: Fazladan gelişmiş bir başparmak bulunmasıdır. Fazladan başparmak kemik ve eklem seviyesine göre tiplere ayrılır.
  • Santral Polidaktili: İşaret, orta ve yüzük parmakları arasında gelişen fazladan bir parmak bulunmasıdır.
  • Postaksiyel (Ulnar) Polidaktili: Fazladan gelişmiş bir serçe parmak bulunmasıdır. Bu tip sendromik hastalarda daha sık görülmektedir.

TANISI NASIL KONULUR?

Doğumdan sonra yapılan fizik muayene sırasında fazladan parmak çoğunlukla tanı alır. Bu parmak tıpkı diğer parmaklar kadar gelişmiş normal bir halde   veya az gelişmiş bir deri eki halinde görülebilir. Polidaktili teşhisi konduktan sonra ilişkili olduğu sendromlar ve gen mutasyonları araştırılmalıdır. Fazladan gelişmiş olan parmağın doku içeriği ve boyutu hakkında bilgi sahibi olmak açısından röntgen çekilir.  Eklem hareket açıklığı ölçülür ve sinir muayenesi yapılır.

Polidaktili Tedavi Yaklaşımları

NE ZAMAN TEDAVİ EDİLİR?

Operasyon genel anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Cerrahi genellikle iki parmakta kıstırma hareketinin gelişimesi öncesinde veya ilerleyici bir deviasyon başlamadan yaklaşık 9-15. Aylarda yapılabilir. Eğer sadece deri ekinden oluşan yüzen bir parmak mevcutsa, lokal anestezi altında daha erken dönemde de alınabilir.

TEDAVİDE AMAÇ NEDİR?

Kozmetik açıdan tatmin edici bir görünüm elde etmek, işlev ve hareket kısıtlılığını önlemek, eklem hareket açıklığını ve simetrik bir parmak gelişimini sağlamak operasyonun amaçlarıdır. Radyal polidaktili olarak bilinen çift başparmak durumunda baskın ve sağlıklı parmağı belirlemek önemlidir. Daha az gelişmiş olan fazladan parmağın çıkarılması sonrası, kalan baskın parmağın işlevselliğini korumak adına yumuşak doku,kemik,tendon ve ligamanların da rekonstrüksiyonu önemlidir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İşlevsel olarak kısıtlılığa sebep olan ve diğer parmaklara göre daha az gelişmiş olan parmak çıkarılır. İleriki dönemlerde Nöroma (sinir tümörü) gelişmesini önlemek adına fazladan parmağa ait sinir ve damar yapıları alınır.

Çift başparmak gerçek bir çoğalmadan çok, parmağın bölünmesi gibi düşünülebilir. Standart tedavi yapı gereği dominant olan başparmağın seçilmesi ve daha az gelişmiş olanın ablasyonudur. Kalan baskın başparmağın fonksiyonunu optimize etmek için eklem yüzeyi modifikasyonu, ligaman ve tendon rekonstrüksiyonu gerekir. Fazladan parmağı çevreleyen cilt dokusu, eklem stabilizasyonunu sağlayan kollateral ligamanlar, tendon ve intrinsik kaslar korunarak dominant parmağa aktarılır ve uygun şekilde tamiri yapılır. Bu operasyon sonucunda işlevsel, estetik görünüme ve şekle sahip orantılı bir başparmak elde edilir.

AMELİYAT SONRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Ameliyat sonrası yara yeri bakımı ve antibiyotik profilaksisi önemlidir. Hasta operasyondan bir gün sonra taburcu olabilir. Operasyon sonrası hastanede verilen ağrı kesici ve antibiyotik, taburculuk sonrası da reçete edilir. Gazlı bez ve antibiyotikili pomadlarla pansuman yara yeri iyileşene kadar yapılır.

Atel ile immobilizasyon, eklem instabilitesi ve kas güçsüzlüğü mevcut olan özel durumlarda önerilebilir. Hasta yara bakımı boyunca, birinci ayında ve sonrasında ise durumuna göre düzenli olarak kontrollere çağırılır. Fizyoterapi parmağın işlevini güçlendirmek, eklem hareket açıklığını sağlamak açısından önemlidir. Fizik tedavi; hastanın elini ve parmağını kullanmaktan sakınmaması için çeşitli oyunlarla desteklenebilir.

UZUN DÖNEMDE GELİŞEBİLECEK KOMPLİKASYONLAR VE TEDAVİLERİ NELERDİR?

Operasyon sonrası sonuç; polidaktilinin derecesi, tipi ve komplike olup olmamasına bağlıdır. Eklem sertliği, skar kontraktürü, instabilite ve parmakta güçsüzlük operasyon sonrasında görülebilecek komplikasyonlardır. Deneyimli bir cerrah tarafından yapılan ameliyat sonucunda ve sonrasında fizik terapiyle desteklenen hastalarda bu komplikasyonlar önlenebilir veya en aza indirgenebilir.

Elde fazla parmak (polidaktili) nedeniyle ameliyat ettiğimiz hastamızın ebeveyn görüşleri

Ayakta fazla parmak polidaktili olan hastanın ebeveyn görüşleri

  • 1
  • 2