Skip to main content

Yazar: admin

El Fizyoterapisi

El fizyoterapisi, el, bilek ve önkol bölgelerinin işlevlerini restore etmek, ağrıyı azaltmak ve hareket kabiliyetini artırmak amacıyla uygulanan bir rehabilitasyon uzmanlığıdır. Bu alan, yaralanmalar, cerrahi müdahaleler, kronik rahatsızlıklar ve doğuştan gelen deformiteler gibi çeşitli durumlar için özel olarak geliştirilmiş terapi yöntemleri sunar. El fizyoterapistleri, hastaların günlük yaşam aktivitelerine geri dönmelerini sağlamak ve yaşam kalitelerini artırmak için bireyselleştirilmiş tedavi planları oluştururlar.

El Fizyoterapisinin Temel Amaçları

El fizyoterapisinin başlıca hedefleri arasında ağrının kontrol altına alınması, şişliklerin azaltılması, eklem hareketliliğinin korunması ve artırılması, kas gücünün yeniden kazanılması ve el becerilerinin geliştirilmesi yer alır. Bu hedeflere ulaşmak için çeşitli teknikler ve araçlar kullanılır.

Manuel Terapi: El fizyoterapistleri, manuel terapi tekniklerini kullanarak eklem mobilizasyonunu ve yumuşak doku esnekliğini artırabilirler. Bu yöntem, sertleşmiş eklemleri ve kasları gevşetmek için oldukça etkilidir.

El fizyoterapisi

Egzersiz Programları: Kişiye özel olarak hazırlanan egzersiz programları, el ve bilek kaslarının güçlendirilmesi ve esnekliğinin artırılması için tasarlanır. Bu egzersizler, hastaların evde de uygulayabileceği şekilde basit ve etkili olmalıdır.

Splint ve Ortez Kullanımı: El fizyoterapistleri, doğru splint ve ortez kullanımını öğreterek elin istirahate alınmasını veya desteklenmesini sağlar. Bu cihazlar, iyileşme sürecini hızlandırmak ve yeniden yaralanmayı önlemek için kritik öneme sahiptir.

Modaliteler: Ultrason, elektrik stimülasyonu, sıcak-soğuk tedavi gibi fiziksel ajanlar, ağrı ve şişliği azaltmak için kullanılabilir. Bu modaliteler, tedavi sürecinin desteklenmesinde önemli bir rol oynar.

El fizyoterapisi- Alet ile Germe Egzersizleri

El ve el bileği için germe egzersizleri, özellikle cerrahi sonrası kullanılan alçı ve benzeri uygulamaların yarattığı eklem sertliklerini gidermek ve eklem hareket açıklığını arttırmak amacıyla kullanılır. Yaralanan bölge ya da cerrahinin doğrudan etkilediği eklemlerin dışında diğer eklemlerimizde de uzun süren hareketsizliğe bağlı olarak eklem sertliği gelişebiliyor. Bu sertlikleri yavaş yavaş kalıcı olarak yumuşatmak için sert eklemlere germe egzersizleri uyguluyoruz. Ben özellikle açma ve kapama yönündeki hareketleri göstericem. İlk olarak avuç içini yukarı doğru çevirip yaralı olmayan elimizi kullanarak serçe parmağımı kök ekleminden bükülmeye zorluyorum. Bunu yaparken ağrı bölgesinin içine girmiyorum. Tam ağrı sınırına kadar gidiyorum ve son noktaya geldiğimde 12345 şeklinde sayıp tekrar yavaşça düz pozisyona alıyorum. Burda kısa bir süre dinlenip germeyi tekrarlıyorum.

Aynı tempoda 20 tekrar yaptıktan sonra yine aynı parmağımın orta eklemine geçiyorum. Burdan germe yaparken yine yardımcı elimle serçe parmağın kök eklemini sabitleyip üst kısımdan büküyorum. Kök eklemdeki gibi aynı tempoda yine 20 tekrar yapıyorum. Serçe parmak için son olarak uçtaki eklemi de yine yardımcı elimi kullanarak alttan sabitleyip parmağımın tırnak kısmından bastırarak kendime çekiyorum. Bu şekilde diğer parmakların da her eklemine 20şer tekrar uygulayarak devam ediyorum. Başparmağa geldiğimde 2 eklemde de sırayla 20 tekrarı tamamlıyorum. İçe doğru germeler bittiğinde bu sefer parmaklarımı sırayla yine 20şer tekrarlı olarak 5e kadar sayarak geriye çekiyorum. Parmaklarda içe ve dışa germelerin haricinde sıkça esnetme ihtiyacıyla karşılaştığım bir kısım daha var. Başparmak ve işaret parmağımın arası. Bunun için yine yardımcı elimin başparmağını ve diğer 4 parmağımı kullanarak aynı tempoda 20 tekrarlı germe yapıyorum.Eğer el bileğimde sertlik varsa yine 20 tekrarlı aşağı-yukarı ve döndürme yönünde germeleri ekleyebiliriz. Bütün bu egzersizleri yapmadan önce hangi eklemleri germekten kaçınmamız gerektiği yada hangi eklemlere odaklanmamız gerektiği konusunda fizyoterapistiniz ya da hekimimizden bilgi almak çok önemli.

Pasif eklem hareket açıklığı;  dışarıdan bir kuvvetin maharetiyle eklemlerimizde meydana gelen hareketlerdir. Bu dış kuvvet bir insan, makine ya da yerçekimi kuvveti olabilir.

El ve el bileğimizdeki bu hareketleri iki taraflı uygulayıp karşılaştırma yaparak değerlendirmek için ilk olarak hastama önkolunu ve elini rahatça desteklediği pozisyondayken el bileği ekstansiyon ve el bileği fleksiyon hareketlerini pasif olarak yaptırtıyorum. Bir elimle bileği hemen altından sabitlerken, diğeri ile el bileğini eklem hareketinin sonuna geldiğimi hissedene kadar ekstansiyona zorluyorum. 

Daha sonra tam ters hareketi fleksiyonu değerlendirmek için kullanıyorum. 

Radial ve ulnar deviasyon için yine bileğin hemen altından kavrayarak diğer elimle hastamın elini medial tarafa iterken radial deviyasyonu, dışa doğru iterken ulnar deviyasyonu değerlendiriyorum. Parmak fleksiyonlarını ve ekstansiyonları için yine değerlendirmek istediğim eklemin hemen altından bir elimle sabitleyip diğer elimle eklem hareketini pasif olarak gerçekleştiriyorum.  Sırayla, metakarpofalangiel eklem,proksimal interfalangial eklem, distal interfalangial eklemlere fleksiyon yaptırıyorum.

Ardından, yine aynı sırayla metakarpofalangiel eklem, proksimal interfalangial eklem, distal interfalangial eklemlere pasif olarak ekstansiyon yaptırıyorum.  Başparmak haricinde diğer 4 parmağımı bu şekilde değerlendirdikten sonra; başparmak için yine eklemi hemen altından sabitleyip teker teker önce fleksiyon sonrasında ekstansiyon hareketlerini yapıyorum. Son olarak başparmak abduksiyonu ve başparmak adduksiyonu için yine trapezium kemiğinden sabitleyerek sırayla eklem hareketinin sonunu hissedene kadar abduksiyon ve adduksiyon yaptırıyorum

El fizyoterapisi- elde yara dokusu mobilizasyonu

Herhangi bir cerrahi geçirdiğimizde, ya da açık yaraya sebep olan bir kaza  sonrası cildimizde yara dokusu meydana gelir. Bu yara dokusu iyileşme süreci için gerekli olsa da iyileşmeden sonra yara dokusundan kaynaklanan sertlik, şişlik, yapışıklık, renk değişikliği ve şekil bozukluğunun hem fonksiyonel kayba yol açmaması hem de kozmetik sebeplerden ötürü giderilmesi gerekir. Bu durumda  açık yaramız yeterince iyileştikten sonra doktorumuz ya da fizyoterapistimizin onayladığı andan itibaren skar doku mobilizasyonu tekniğini kullanmalıyız. Bu masaj türünü uygularken cildimizi tahriş etmemek ve nemlendirerek yumuşatmak için çeşitli masaj kremleri kullanabiliriz. İlk olarak, yaralanan tarafımızı gevşemiş şekilde pozisyonlayıp, biraz krem alarak hafif bir basınçla dokuyu ve çevresini masaja hazırlıyoruz.

Bu aşamadan sonra basıncı biraz arttırarak yara hattına paralel ve dik olacak şekilde çizgiler çiziyoruz. Bu kaydırmaları yaptıktan sonra baskıyı biraz daha arttırarak yara üzerinde dairesel hareketler yapmaya başlıyoruz. Ardından baş parmağımı ve işaret parmağımı kullanarak döndürme hareketi yapıyorum.  Daha sonra da yine 2 parmağımı kullanarak baskılı bir şekilde tekrar paralel çizgiler, ve dikine çizgiler yönünde masajımı sürdürebilirim. Uygulamaya ne kadar devam edeceğimizi tayin etmek için yara çizgimizin boyunu baz alabiliriz. 5 santimetrelik bir yara için 5 dakika, 10 santimetrelik için ise 10 dakika, yani santimetre başına 1 dakika yeterli olacaktır.

El Fizyoterapisi – Fizik tedavi sıcak soğuk uygulama

Aktif eklem hareket açıklığı, eklemlerimizde hiçbir yardım almadan doğrudan eklem hareketini sağlayan kasların mahareti ile yaptığımız hareketlerin açısal büyüklüğüdür. El ve el bileğimizdeki bu hareketleri iki taraflı uygulayıp karşılaştırma yaparak değerlendirmek için ilk olarak hastamdan dirsekleri 90 derece bükük pozisyonda iken bileğini pronasyon için önce iç tarafa; ardından supinasyon için dış tarafa doğru döndürmesini istiyorum.Daha sonra hastamı önkolunu ve elini rahatça desteklediği pozisyondayken önce el bileği fleksiyonu, ardından el bileği ekstansiyonu yaptırtıyorum. Bundan sonra radial deviasyon, (bu sırada önkolunu hareket ettirmemesine dikkat ediyorum), ardından ulnar deviasyon yaptırıyorum.

 Parmak fleksyonu için basitçe yumruk yapmasını, parmak ekstansiyonu için parmaklarını elinden geldiğince açmasını isteyebilirim. Parmak abduksiyonu için yine aynı hareketi yaptırabilirim. Daha sonra parmak addüksyonu için hastamın parmaklarını düz bir şekildeyken birbirine değdirmesini bekliyorum.Başparmağı ayrıca inceliyorum. Önce başparmak fleksyonu ardından başparmak ekstansiyonu, 

sonra başparmak abdüksyonunu takiben başparmak addüksyonu yaptırıyorum.  Son olarak başparmak ve diğer parmakların uçlarını birleştirerek opozisyonu değerlendiriyorum

El fizyoterapisi -Ilık su Uygulaması

Ilık su uygulaması, genellikle elimizdeki sertliği azaltmak ve kapanmış yara üzerindeki ölü dokuyu temizlemek için kullanılan aynı zamanda germe egzersizlerinden önce yapıldığında germenin etkisini arttıran bir yöntem. Bunun için öncelikle uygulama yapmak istediğimiz alanın tamamını içine alabilecek boyutta bir kaba ihtiyacımız var. Uygun kabı bulduğumuzda içini yaklaşık 35 40 derece arası sıcaklıkta suyla dolduruyoruz. Bu ayarlamayı yapmak için sıcak su ve soğuk suyu karıştırırken termometre kullanabiliriz. Eğer termometremiz yoksa sıcaklığı elimizde yanık, şişlik ya da kızarıklığa sebep olmayacak seviyeye kadar yükseltebiliriz. Suyumuz hazır olduğunda uygulama yapmak istediğimiz alan tamamen suyun içinde olacak şekilde yerleştiriyoruz. Bu pozisyondayken elimizdeki eklemlerin ve dokuların esnekliğini daha da arttırmak için elimizi açma kapama ve bileğimizi oynatma hareketleri yapabiliriz. Herhangi bir rahatsızlık hissi yaşamadan içerde 10 dakika geçirdiğimizde uygulamayı tamamlayabiliriz

El fizyoterapisi- Kontrast Banyo

Kontrast banyo, ağrı ve ödemi azaltmak, iltihap cevabını kontrol altına almak ve eklem hareketini arttırmak amacıyla kullandığımız bağ dokusu ve damar egzersizi diyebiliriz. Bu egzersiz için uygulama yapmak istediğimiz alanı tamamen içine alabilecek büyüklükte 2 kaba ihtiyacımız var. Kapları buz ve daha önceden ısıttığımız suyu kullanarak yaklaşık 15 derece ve 40 derece olacak şeklinde ayarlıyoruz. Su sıcaklıklarının tolere edebileceğiniz sınırlarda olmasına dikkat edin. Kendimizi yakmayalım. Hazırlığımızı tamamladıktan sonra elimizi sıcak suya daldırarak başlıyoruz. 4 dakika boyunca elimizi burada tutarken eklem hareket açıklığı ve esneme hareketleri yapabiliriz. 4 dakika tamamlandığında hiç beklemeden elimizi soğuk suya daldırıyoruz. Soğuk suda 1 dakika boyunca bekledikten sonra elimizi tekrar sıcak suya koyuyoruz. Aynı şekilde 4 dk sonra yine soğuk suya geçiyoruz. Bu şekilde yaklaşık 20 dk olana kadar devam ediyoruz. Eğer amacımız daha çok şişliği azaltmaksa, uygulamayı en son soğuk suda bitiriyoruz

El fizyoterapisi – Parmak kuvvetlendirici egzersizler

El fizyoterapisi – Parmak kuvvetlendirici egzersizler

Herhangi bir el cerrahisi sonrasında ya da cerrahi gerektirmeyen bir el yaralanmasında, bazen alçı ve benzeri sabitleyicilerin kullanımı nedeniyle bazen de elimizi istemsizce uzun süre sabit koruma pozisyonunda tuttuğumuzda elimizde eklem sertlikleriyle beraber, parmaklarımızı bükme becerimizde de zaafiyetler oluşabiliyor. Yardımcı elimi kullanıp pasif olarak parmağımı bir noktaya kadar bükebiliyorken, kendi başına yani aktif olarak bükemeyebiliyorum.

Bu durumda genel iyileşme süreci bir noktaya kadar gelip aktif hareketin yapılmasında bir sakınca olmadığı fizyoterapistiniz ya da hekiminiz tarafından ilan edildiği andan itibaren gerekli olduğunda parmak bloklama egzersizlerine başlayabiliriz.

Egzersizi yapmak için, aktif olarak çalıştırmak istediğimiz eklemin alt kısmından diğer elimizle tutarak daha alttaki eklemleri sabitleyip parmağımızı bükebildiğimiz en son noktaya kadar getiriyoruz. Bu noktada kısa bir süre bekleyip parmağımızı gevşeterek açıyoruz. Hareketi en az 10 kez tekrarladıktan sonra sıradaki ekleme geçiyoruz. Kök ekleme geçtiğimizde asıl hedefiniz bileğinizi bükmeden parmak ucunuzu bileğinize değdirmeye çalışmak olmalı. Yine en az 10 tekrarı tamamladıktan sonra aktif hareketi geliştirmek istediğimiz diğer parmaklara geçiyoruz. 

Genellikle alçı dışında kaldığından çok sık etkilenmeyen başparmak, bazı yaralanmalarda yine aktif hareketini yitirebiliyor. Bu durumlarda başparmağa geldiğimizde üstteki eklemi tamamlıyoruz. Ardından bu eklemin alt kısmından sabitleyip çalıştırırken bu sefer hedefim serçe parmağımın kök kısmına ulaşmak oluyor. Burayı da tamamlayınca sabitlediğim alanın kenarından tutarak hedefimi değiştirmeden en alttaki eklemi çalıştırıyorum.Bu egzersizleri yaparken sağlam elinizdeki hareket açısının aynısını yapamamak çok normal. Hatta belki de nerdeyse farkedemeyeceğimiz kadar büküyor bile olabiliriz. Yine de elimizden geldiği kadar büyük açıda ve mümkün oldukça son noktada kısa bir süre zorlamaya devam ederek egzersizi tamamlayın. Bu hareketler kısa sürede geçmeyen ağrılara dönüşüyorsa verdiğiniz kuvvetin dozunu ve tekrar sayısını düşürün.

Parmak ve el şişliklerinde retrograt masaj nasıl uygulanır ?

El fizyoterapisi- Retrograd Masaj

Eldeki şişlik iyileşme sürecinin doğal bir parçasıdır. Bedenimiz bizi kendi yöntemleri ile iyileştirmeye çalışırken şişlik meydana gelir. Bu durum elimizi kazayla kestiğimizde, kırık ve benzeri durumlarda sıklıkla karşımıza çıkar. Kalbimizden elimize kan getiren damarlar merkezden seyrederken kalbe geri götürenler yüzeyel seyreder. Yüzeyel seyreden bu yolları boşaltarak şişliği gidermek için retrograd masaj denen bir uygulama kullanıcaz. Masajı yaparken krem, losyon ve çeşitli yağlar kullanabiliriz. İlk olarak parmak uçlarımızdan başlıyoruz ve istikametimiz hep dirseğe doğru olacak şekilde hafif bir baskı uygulayarak masaj yapıyoruz. 

Parmaklarımın ön ve arka kısımlarını tamamladıkça aşağı doğru iniyorum. 

Elimin sırtına geldiğimde şişliğimin seviyesi izin veriyorsa özellikle kemik aralarına baskı uygulayacak şekilde devam ediyorum. Avuç içimi de bitirdikten sonra bileğimi ve şişliğin devam ettiği tüm alanı tamamlayana kadar devam ediyorum.Bu şekilde toplamda 5-10 dakika boyunca masajı  sürdüyoruz. Elimize uyguladığımız masajın ardından mümkün oldukça elimizi kalp seviyesinin üstünde tutmamız çok önemli. Bu sayede yerçekimini lehimize kullanarak şişliğin aynı şekilde geri gelmesini önleyebiliriz.

Tendon yaralanması sonrası fizik tedavi egzersizleri- tendon kaydırma egzersizleri

Tendon yaralanması sonrası fizik tedavi egzersizleri tendon kaydırma egzersizleri

Tendon kaydırma egzersizleri, cerrahi ve travma sonrası oluşmaya başlayan tendon yapışıklığının önlenmesi ve aynı zamanda karpal tünel sendromunda da sıkça şikayetleri azaltmak amacıyla kullanılan bir uygulamadır. Bu egzersiz, elde hedeflenen tendonların en fazla hareket ettiği pozisyonların sırayla tekrarlanmasıyla yapılır. Tekrarlanan hareketler aynı zamanda eldeki şişliğin boşaltılmasına da yardım eder. Peki egzersizi nasıl yapıcaz. İlk olarak bileğimiz ve parmaklarımız dümdüz olacak şekilde elimizi açık pozisyona alıyoruz. Burada beşe kadar saydıktan sonra sadece parmakları bükerek pençe pozisyonuna geçiyoruz. Yine beşe kadar sayıp tam yumruk yapıyoruz.Bir süre de burda bekledikten sonra acemi asker selamı yapıyoruz.Ve son olarak düz yumruk yapıp beşe kadar saydıktan sonra tekrar başa dönerek elimizi düz pozisyona alıyoruz ve sırayla hareketleri tekrarlıyoruz.Bu döngüyü minimum 10 tekrar olacak şekilde günde birkaç kez uygulayabiliriz.

önemli.

 Pozisyonumu aldığımda omzumun ağırlığını tamamen yerçekimine bırakarak sarkık  pozisyonda serbest olmasına izin veriyorum. Daha sonra elimden geldiğince serbest bıraktığım koluma hiç kuvvet aktarmadan vücudumu kullanarak bir salınım yakalamaya çalışıyorum. 

tendon yaralanması sonrası erken rehabilitasyon hareket kazanımlarını sağlamak için önemlidir

fleksor tendon yaralanmaları sonrası fizik tedavi

El Fizyoterapisinin Yaygın Kullanım Alanları

El fizyoterapisi, geniş bir hasta kitlesine hitap eder ve çeşitli durumlar için uygulanabilir. Yaygın kullanım alanları şunlardır:

Travmatik Yaralanmalar: Kırıklar, çıkıklar, tendon ve bağ yaralanmaları gibi travmatik olaylar sonrasında el fizyoterapisi, fonksiyonların geri kazanılmasında kritik rol oynar. Özellikle sporcularda sık görülen bu tür yaralanmalar, hızlı ve etkili bir rehabilitasyon süreci gerektirir.

Ameliyat Sonrası Rehabilitasyon: El cerrahisi sonrasında, doku iyileşmesini hızlandırmak ve fonksiyonel kayıpları en aza indirmek için el fizyoterapisi gereklidir. Cerrahi müdahalelerden sonra uygulanan erken fizyoterapi, hastaların daha hızlı ve güvenli bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olur.

Kronik Hastalıklar: Romatoid artrit, osteoartrit ve karpal tünel sendromu gibi kronik durumlarda el fizyoterapisi, ağrı yönetimi ve hareket kabiliyetinin korunması açısından büyük önem taşır. Bu hastalıklarda, uzun süreli ve düzenli bir fizyoterapi programı gerekebilir.

Nörolojik Rahatsızlıklar: İnme, sinir yaralanmaları ve diğer nörolojik durumlarda, el fonksiyonlarının yeniden kazanılması ve el becerilerinin geliştirilmesi için el fizyoterapisi uygulamaları oldukça etkilidir.

Doğumsal Anomaliler ve Genetik Rahatsızlıklar: Bazı bireyler doğuştan gelen el deformiteleri veya genetik rahatsızlıklarla doğar. El fizyoterapisi, bu bireylerin el fonksiyonlarını en üst düzeye çıkarmak ve yaşam kalitelerini artırmak için özelleştirilmiş tedavi yöntemleri sunar.

Mesleki Rehabilitasyon: Belirli meslekler, sürekli el kullanımı gerektirir ve bu durum zamanla çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir. El fizyoterapistleri, bu tür meslek gruplarındaki bireyler için özel rehabilitasyon programları geliştirir ve işlevselliğin korunmasını sağlar.

 El Fizyoterapisinin Önemi ve Faydaları

El fizyoterapisi, bireylerin günlük yaşam aktivitelerine bağımsız olarak devam edebilmeleri için kritik bir öneme sahiptir. Bu terapi türü, sadece fiziksel iyileşmeyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda hastaların psikolojik ve sosyal iyilik hallerini de artırır.

Ağrı Yönetimi: Kronik ağrı ile yaşayan hastalar için, el fizyoterapisi ağrının kontrol altına alınmasında ve yaşam kalitesinin artırılmasında önemli bir araçtır.

Fonksiyonel Bağımsızlık: El fonksiyonlarının geri kazanılması, hastaların işlerine geri dönmelerine, hobi ve diğer aktivitelerini yapabilmelerine olanak tanır.

Psikososyal Destek: El fizyoterapistleri, hastaların rehabilitasyon sürecinde karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olur ve motivasyonlarını artırır.

Yaşam Kalitesinin Artırılması: Fiziksel yeteneklerin geri kazanılması, hastaların özgüvenlerini ve sosyal etkileşimlerini artırır. Bu, genel yaşam kalitesinin iyileştirilmesine katkı sağlar.

Önleyici Bakım: El fizyoterapisi, potansiyel yaralanmaları önlemek ve tekrarlayan stres yaralanmalarını en aza indirmek için koruyucu stratejiler geliştirir. Bu, özellikle sürekli el kullanımı gerektiren mesleklerde çalışan bireyler için önemlidir.

Bireyselleştirilmiş Tedavi: El fizyoterapistleri, her hastanın ihtiyaçlarına ve hedeflerine uygun bireyselleştirilmiş tedavi planları oluşturur. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, tedavi sürecinin etkinliğini artırır ve hastaların en iyi sonuçları elde etmesine yardımcı olur.

Sonuç olarak, el fizyoterapisi, kapsamlı ve kişiye özel yaklaşımları ile el, bilek ve önkol bölgesindeki rahatsızlıkların tedavisinde hayati bir rol oynar. Hastaların fonksiyonel kapasitelerini yeniden kazanmaları ve yaşam kalitelerini artırmaları için bu uzmanlık dalının sunduğu olanaklar, modern tıbbın önemli bir parçasıdır. El fizyoterapistlerinin sağladığı destek ve rehberlik, hastaların günlük yaşamlarına daha sağlıklı ve aktif bir şekilde devam etmelerini sağlar.

Bağ yaralanmaları

Tendon yaralanması sonrası fizik tedavi egzersizleri tendon kaydırma egzersizleri

Omuz Artroskopisi

Omuz artroskopisi nedir?

Omuz artroskopisi, küçük kesiler aracılığıyla omuz eklemini doğrudan görüntülemek ve burada tespit edilen yaralanmalara müdahale etmek amacıyla kullanılan bir cerrahi prosedürdür. Bu minimal invaziv teknik, bir artroskop adı verilen küçük bir kamera ve çeşitli cerrahi aletler kullanılarak gerçekleştirilir. Artroskop, eklem içini yüksek çözünürlüklü görüntülerle incelemeyi sağlar ve böylece cerrahın eklemdeki problemleri daha iyi görmesine ve müdahale etmesine olanak tanır.

Omuz artroskopisi, birçok omuz rahatsızlığının teşhis ve tedavisinde önemli bir rol oynar. Bu rahatsızlıklar arasında rotator manşet yırtıkları, labral yırtıklar, omuz sıkışma sendromu, bağ yaralanmaları ve omuz çıkıkları ile omuz instabilitesi gibi sorunlar yer alır.

Omuz artroskopisi hangi hastalıklarda yapılır ?

Rotator Manşet Yırtıkları

Rotator manşet, omuz eklemini stabil tutmaya yardımcı olan dört temel tendon grubundan oluşur. Bu tendonlarda meydana gelen yırtıklar, genellikle aşırı kullanım, yaşlanma veya travma sonucu gelişir. Artroskopik yöntemle, bu yırtıkların kapsamı belirlenebilir ve tendonları onarmak için gerekli cerrahi müdahaleler yapılabilir.

Labral Yırtıklar

Labrum, omuz ekleminde kıkırdak dokudan oluşan bir yapı olup eklemin derinliğini artırarak stabilite sağlar. Labral yırtıklar, genellikle travma veya tekrarlayan hareketler sonucunda oluşur. Artroskopik cerrahi ile labrumdaki yırtıklar temizlenebilir veya onarılabilir, böylece omuzun stabilitesi sağlanabilir.

Omuz Sıkışma Sendromu

Omuz sıkışma sendromu, omuz eklemindeki yapılar arasında sıkışma nedeniyle oluşan ağrı ve hareket kısıtlılığı ile karakterizedir. Artroskopi, sıkışmaya neden olan dokuları, kemik çıkıntıları veya iltihaplı yapıların detaylı bir şekilde incelenmesini sağlar ve gerekirse bu yapılar cerrahi olarak düzeltilir.

Bağ Yaralanmaları

Omuz ekleminde bağ yaralanmaları, eklem stabilitesinin kaybına neden olabilir. Artroskopik cerrahi, bağların durumunu değerlendirmeye ve gerekirse bağları onarmaya yönelik çeşitli teknikler sunar.

Omuz Çıkıkları ve Instabilitesi

Omuz çıkıkları, eklem kapsülünün veya bağların yırtılması sonucu omuz ekleminin normal konumundan çıkmasıdır. Omuz instabilitesi ise omuz ekleminin normalden fazla hareket etmesi durumudur. Artroskopi, bu tür durumlarda eklem kapsülünü ve bağları onarmak için kullanılır, böylece omuzun normal hareket aralığını ve stabilitesini geri kazandırabilir.

Omuz artroskopisi nasıl yapılır?

Omuz artroskopisi prosedürü sırasında, eklemin doğrudan görüntülenebilmesi ve gerekli müdahaleleri yapılabilmesi için birkaç küçük kesik açılır. Bu kesikler genellikle 1 cm’den kısa olup, artroskopik kamera ve diğer cerrahi aletlerin eklem içine yerleştirilmesi için kullanılır. Artroskopik kamera, bir tür ince boru şeklinde olup, ışık ve yüksek çözünürlüklü bir lens içerir. Kamera, eklemin içini aydınlatır ve gerçek zamanlı olarak monitörde net bir şekilde görüntüler sağlar. Bu görüntüler, cerrahın omuz eklemindeki yapıları detaylı bir şekilde incelemesine olanak tanır.

Hasarlı dokuları veya anormal yapıları belirlendikten sonra gerekli durumlarda, eklem içindeki hasarlı dokuları onarmak, temizlemek veya çıkarmak için çeşitli ince cerrahi aletler kullanılır.

Örneğin, rotator manşet yırtıkları veya labral yırtıklar söz konusu olduğunda, cerrah bu aletleri kullanarak yırtıkları onarabilir veya tahrip olmuş dokuları temizleyebilir. Omuz sıkışma sendromu gibi durumlarda ise, sıkışmaya neden olan kemik çıkıntıları veya iltihaplı dokular cerrahi aletler ile çıkartılabilir. Ayrıca, bağ yaralanmaları veya instabilite durumlarında, bağları onarmak veya eklem kapsülünü güçlendirmek için özel teknikler uygulanabilir.

Prosedürün sonunda, kesiklerin üzerini genellikle dikiş veya özel yapışkan bandajlarla kaplanır. Artroskopik cerrahinin avantajlarından biri, minimal invaziv doğası nedeniyle daha az dikiş ve daha az yara izi gerektirmesidir. Bu, iyileşme sürecinin genellikle daha hızlı ve daha az ağrılı olmasını sağlar.

Omuz artroskopisi ağrılı bir işlem midir?

Omuz artroskopisi anestezi altında yapılır, bu nedenle işlem sırasında herhangi bir ağrı hissetmezsiniz. Ancak ameliyatı takip eden günlerde hafif rahatsızlık ve ağrı hissedebilirsiniz. Ameliyat sonrası dönemde ağrıyı kontrol atına almak için ağrı kesici ilaçlar reçete edilir.

Ameliyattan sonra kolumu ne zaman hareket ettiririm ?

Omuz artroskopisi sonrası hareketlerin ne zaman başlanacağı, yapılan cerrahinin türüne, hastanın genel sağlık durumuna ve iyileşme sürecine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak, iyileşme süreci ve hareketlerin başlama zamanı şu faktörlere bağlıdır:

1. İlk İyileşme Dönemi

Ameliyat sonrası ilk 1-2 hafta içinde, omuz eklemine yönelik hareketler genellikle sınırlıdır. Bu dönemde, bir atel veya sling kullanılması gerekebilir. Bu, eklemin dinlenmesini sağlar ve iyileşme sürecini destekler. Ağrı ve şişlik kontrol altına alınırken, genellikle sadece hafif hareketler ve parmak egzersizlerine izin verilir.

2. Fiziksel Terapi ve Egzersizler

Genellikle ameliyattan sonraki 2-4 hafta içinde, fiziksel terapiye başlanabilir. Bu dönemde omuz ekleminin hareket aralığını ve gücünü geri kazandırmak amacıyla çeşitli egzersizler önerilir Bu egzersizler, genellikle eklemi nazikçe hareket ettirerek kasların ve tendonların yeniden uyum sağlamasını sağlar. Egzersizler, omuz kaslarının güçlenmesine ve eklem hareketliliğinin artmasına yardımcı olur.

3. Hareket Aralığını Genişletme

Ameliyattan genellikle 4-6 hafta sonra, eklem hareket aralığını genişletmeye yönelik egzersizlere başlanabilir. Bu dönemde egzersizler ,hastanın kinik duruuna göre daha aktif egzersizler yapılabilir. Hastanın iyileşme hızına ve ek

4. İyileşme ve Tam Fonksiyon

Ameliyat sonrası 3 ay içinde, birçok hasta omuz ekleminde büyük ölçüde iyileşme ve fonksiyon kazancı sağlar. Ancak, tam iyileşme ve tüm hareket fonksiyonlarının geri kazanılması genellikle3-6 ay sürebilir. Bu süreçte, hastaların düzenli olarak fizik tedavi ve egzersiz yapmaları, omuz kaslarını güçlendirmeye ve eklem hareketliliğini artırmaya devam etmeleri önemlidir.

omuz kas yırtığı nedeni ile kapalı yöntem ile tedavi edilen hastanın görüşleri

omuz ağrısı nedeni ile kapalı yöntem ile tedavi edilen hastanın görüşleri